Doğrusu ikisi arasında çok fark var mı? Emin değilim. Kalbi olmayana ikisi de yok hükmündedir muhakkak. Bu hafta kalbin dili ile sesleneyim hüzünlerimize, ben sevgilinin bırakıp gidişinden bahsedeyim, siz hayal kırıklıklarınızın kırkıncısı farz edin… "Allah mahzun olan(hüzünlü) kalplerdedir ve mahzun olan(hüzünlü) kalpleri sever." Buyuruyor Efendimiz… hüznünüze vesile olması niyazıyla birkaç mısra arz edeyim bu hafta.

 

İlki kırılmışlara… ki galiba hüzün onlarda ikamet eder ebediyen. 

 

“Ellerimin

Dikiş tutmazlığı

Ellerine teyellenmişken,

Bağlıydım hayata

Ama şimdi

Çözüldüm her anlamda.

Tırnaklarım etimden ayrıldı çünkü.

Çünkü beklenenden tez düştü ak’lar çocuk sakallarıma. 

Çünkü kırıldım saç uçlarıma kadar!”

(Cahit Zarifoğlu)

 

İkincisi yine kırılmışlara… ki acı bir söz kırar en çok sevilmeyeni.

 

“Yârin dudağından getirilmiş

Bir katre âlevdir bu karanfil,

Rûhum acısından bunu bildi!”

(Ahmet Haşim)

 

Üçüncü şahıstır kırılmışlar… daima tekil…

 

“Beni sevmiyordun bilirdim

Bir sevdiğin vardı duyardım.”

(Attila İlhan)

 

Üçüncüsü kırılmışlara yine… yârin aksiliğinden bir cennet hayal edenlere… sular göklere doğru akacak, sevgili, Tanpınar’a doğru gelecek… ne dokunaklı değil mi?

 

“Niçin sen yaratmadın bu dünyayı?

Ellerinin mesut işaretlerinden

Daha güzel doğardı eşya!

Daha zengin olurdu aydınlık

Kendi karanlığından çağırsaydı sesin,

Sular başka türlü akardı

Sert kayalardan göklere doğru

Büyük, mavi, aydınlık sular!”

(Ahmet Hamdi Tanpınar)

 

Kırılmışlara elbette dördüncüsü de… kırılıp atılmışlara… hiçbir şey olanlara… hiçbir şeyi olmayanlara.

 

“Bir demet gül ver bana” demiş oldun bir kere

İşte elimde yalnız bu soluk deste kaldı

Kalbim damarlarını uzattı geçmişlere

Mezarlıkta açılan güllerden örnek aldı

 

Bu çiçekler görmedi ne gözyaşı, ne de su

Besledi köklerini emdiği kan derinden

Kokla her yaprağında var bir ölüm kokusu

Bir demet yaptım sana mezar çiçeklerinden”

(Faruk Nafiz)

 

Beşincisi dönüşsüz limanların hasretli kırılmışlarına…

 

“Çok yorgunum beni bekleme kaptan

Seyir defterini başkası yazsın

Kubbeli, çınarlı mavi bir liman

Beni o limana çıkaramazsın…”

(Nazım Hikmet)

 

Ve kırılmışlara… susarlar… hâmuşândaymışcasına… 

 

“Gül solup gül bahçesi harap oldu mu bundan böyle bülbülden bir şey duyamazsın sergüzeştine dair.”

(Hazreti Mevlana – Mesnevi; 1/29)