Geçtiğimiz günlerde paralel iş adamlarına yönelik operasyon yapıldı.

Gözaltı kararı çıkarılan 120 iş adamından 89'u yakalandı. İş adamlarından 43 tanesi ifadesi alınıp serbest bırakıldı.
Emniyet Müdürlüğü'nde Savcılığa sevk edilmeyi bekleyen 66 iş adamı kaldı.
İşte tam bu sırada,
AKP grup başkan vekili Mustafa Elitaş TBMM 0028 plakalı makam aracı ile adliye önünde görüldü.
Edinilen bilgiye göre Mustafa Elitaş adliyede bir savcı ile oturmuş sonrasında başsavcıyı ziyaret etmiş.
Gözaltına alınanlar arasında Elitaş’a, hem hısım olan, hem de yakın olan kişiler vardı. 
Biz gazeteci olarak görevimizi yaptık.
“Bu kadar iş adamı mahkemeye çıkarılmayı beklerken Elitaş'ın adliye ziyareti tepkilere neden oldu” diye olayı haberleştirdik.
Bu haberi aynı anda bir yerel gazete ve ardından bir de ulusal gazete sütunlarına taşıdı.  
Önceki gün Mustafa Elitaş bir yerel bir gazeteye açıklama yaptı.
 Yaptığı açıklamada, kendisine iftira atıldığını, bu işi birilerinin organize ettiğini,  FETÖ avcısı şantajcıların ortaya çıktığını söylemiş.
Şimdi kamuoyu şu soruların cevabını bekliyor:
"1- Savcıları ziyarete Adliye’ye gittin mi, gitmedin mi?
2-Ziyaret etiğin esnada mahkemeye çıkartılmayı bekleyen çok sayıda iş adamı var mıydı, yok muydu?
3-Bu iş adamları ile akrabalık, ticari ya da arkadaşlık bağın var mıdır?
4- Savcılardan bir talebin oldu mu?
5- Böyle bir dönemde çay içmeye bile gitmen etik değilken, tereddüt etmeden savcılığı ziyaretinin amacı nedir?
6- Bu görüşmeden sonra 20 iş adamı bırakıldı. Peki, bu iş adamlarının hepsi,  senin yüzünden zan altında kalmadı mı?
7- Gece gündüz canla başla çalışan Cumhuriyet'imizin savcılarını sıkıntıya sokmadın mı?
8- Birde şantajcılardan bahsediyorsun?  Kimdir bu şantajcılar, bilgin ve belgenle açıkla, üstü kapalı insanları zan altında bırakma."

 

Bu soruları şunun için soruyorum: "Geçmişte de bir Ergenekon hikâyesi uydurulmuş, sen orada da müdahil olmuştun.
Adil yargılamayı etkilemeye çalıştığın tapelerin hala You Tube'da duruyor.
 İşte bu nedenle FETÖ soruşturmalarının sürdüğü gün, savcılık ziyaretin kamuoyunu rahatsız etmiştir. Açıklamandaki söylemlerinde güven vermemiştir.