Peki, kararsız olmak nedir?
Sözlükte yazan anlamı ile kararsız olmak, Çabuk değişen. Sahip olduğu bağlı grupların diğer gruplarla hızla yer değiştirdiği bileşiği tarif eder. Bu terim çok defa bir denge reaksiyonunda grupların diğer gruplarla yer değiştirdiği koordinasyon kompleksleri için kullanılır.
Kararsız olmak…
Kararsız olmak bir şeye bir türlü karar verememek. İki şey arasında sıkışıp kalmak. Sadece iki şey olsa yine iyi. Bazen Üç, Dört, Beş hatta altı şey arasında bile kalabiliyor insan. Ne yapacağını bilemiyor. Ya da seçemiyor ne alacağını, ne vereceğini. Yanındaki insan onun kararsızlığından öyle sıkılır ki artık dile gelir.
-Yeter artık hadi halledip gidelim.
-Ne kadar çok uğraşıyorsun al birini ne fark eder ki.
-Seninle bir yere gitmeye tövbe edeceğim en sonunda.
Hani deler ya huylu huyundan vazgeçer mi? diye. Galiba vazgeçmiyor. Bu durum özellikle bizim Türklerde çok fazla. Yine diyorum nedendir bilinmez ama Türkler diğer toplumlara göre biraz farklı. Ne her şeyi tam anlamıyla yapıyor. Ne hiçbir şey yapmıyor. Nedense her şey yarım. Toplum olarak çok iyiyiz, hoşgörülüyüz, güzeliz ama bir şeyleri tam yapamıyoruz. Galiba bunun nedenlerinden birisi kararsız kalmamız. Toplum olarak kararsız kalıyoruz. Her konuda bir ikinci seçenek üretiyoruz kendimize. Nasıl oluyor anlamıyorum ama bende öyleyim. Geçenlerde ayakkabı alacağım. Bir türlü karar veremedim hangi marka alacağıma. Yarım saat kadar gezdim mağazada. Tam karar verdim. Bu seferde hangi modelden alacağıma karar veremedim. Bir yarım saatte öyle geçti. Artık umudumu kestim. O gün oradan ayakkabı alamayacağıma kanaat getirdim ve mağazadan eli boş çıktım. Hala 1 yıldır kullandığım ayakkabıyı var ayağımda. Yine nedendir bilinmez vazgeçemiyorum bu ayakkabılardan. Bu arada konu sapmaya başladı. Yavaş yavaş toparlayayım. Türk toplumunun birçok değişik yönü ve yanı var. Bugün kararsızlık üzerine bir şeyler söyledim. Yarın başka bir konuda bir şeyler söylerim.
Kayseri’deki otobüs şoförlerinden kaynaklanan bir problem.
Bu arada bitirmeden konu ile çok alakalı olmasa da bir olay anlatmak istiyorum. İlginizi çekeceğini düşündüm. Ben Talas Anaşehir’de oturuyorum. Geçen sabah işe gitmek için duraktayım. Otobüse bindim pasoyu okuttum. Para kalmamış pasoda. Yukarı durakta para yüklerim dedim. Şoförden gelen tepkiyi aktarıyorum. Orta kapı düğmesine basarak ortadan in. Konuşmama bile müsaade vermeden orta kapıdan inmemi istedi. Tabi uzatmadım. Böyle bir konuda münakaşaya girmeye bile gerek yok. İndim ve 13 dakika yürüdüm. Pasoma para yükledim. Daha sonra gelen ilk otobüse bindim. İşe 40 dakika geç geldim. Çalıştığım kurumda patronum ve üstlerim iyi niyetliler ki bana kızmadılar. Ya da işten çıkmamı istemediler. Çünkü bu ikinci olmuştu. Fakat benim yerime başka birisi böyle basit bir nedenle işine geç kalabilir. Ve o geç kalan kişi işinden olabilirdi. O kişinin işinden olması büyük sıkıntılar çekmesine de neden olabilirdi. Şunu anladım ki. Kayseri’de otobüs şoförleri geçekten yardımcı olmayı sevmiyor. Son olarak şunu söylemek istiyorum. 1 lira için birilerinin sıkıntı çekmesine neden olmayın. Ben çekmedim ama başkası çekebilir. Beyefendiler gerçekten değmez…