olağan genel kurulunda, Vedat Ali Özışık’ın listesi 9120 oy alırken muhalif gruba 3100 oy çıktı. Mustafa Elitaş ve önemli görevlere seçilmiş bazı arkadaşları, seçimi kendilerine yakın grubun kazanabilmesi için olağan üstü çaba sarf ettiler. Ancak olmadı,  Vedat Ali Özışık yine büyük fark attı.

Şekerin yakın takipçilerinden bazıları HSYK ya üye oldu. 

Elitaş ise bu işin seçimle olmayacağını düşünerek kendi adıyla anılan Elitaş Yasasını (Kooperatiflere seçimlerde  vekalet oy kullanma yasağı getiren ve Anayasaya aykırı olan; suç unsuru bulamasalar bile müfettişlerin kanaat ile görevde bulunan yönetimi görevden alabilmeleri yetkileri ile donatılması) meclisten geçirerek kanunlaştırdı. 

Bundan sonra iş düğmeye basmaya kalmıştı. Elitaş ve iktidar yanlısı basın her şey çok kolay olacaktı.  Bir gün sabah uyandık ki zamanında Vedat Ali Özışık’ın parasal anlamda destek verdiği iktidar yanlısı yerel televizyonlar ve gazeteler, Vedat Ali Özışık hakkında neler söylüyor neler. İktidar yanlısı ulusal televizyon ve gazetelerde şaşırtıcı bir şekilde yerelde çıkan haberlere bire beş ekliyor ve aynı gün yayında. Bu işin sonunun nereye gideceği adeta belli idi. Ve yine bir gün Vedat Ali Özışık’ın ve ekibinin gözaltına alındığı Şeker Fabrikasında aramaların devam ettiği haberleri gündeme bomba gibi düşmüştü.

Elitaş hedefine adım, adım yaklaşıyordu. Özışık ve ekibi tutuklanmış. Yerine kayyum heyeti atanmıştı. Kayyum heyeti kimler mi dersiniz?  (Hüseyin Akay, Hurşit  Dede, Fevzi Konaç, Faruk Fıratoğlu, Sinan soylu  kayyum heyetinin denetiminde ise Fırat Kars, İbrahim Mollamehmetoğlu, Niğmetullah  Sevim)  Bu isimlerden bazıları sizlere umarım bir şeyler hatırlatıyor.

Kayyum heyetinin bir yıl sonra Pancar Ekicileri Kooperatifinde seçimleri yapması gerekirken bugün hala seçimler yapılmadı. Geçen gün çiftçilerin Hüseyin Akay’a seçimler ne zaman diye sorması üzerine Akay; 2071 Malazgirt zaferinin 1000. yıldönümünde diye cevap vermişti. Hüseyin Akay’a soruyorum sen kendini ne sanıyorsun? Kayseri Şeker Fabrikası ve Pancar Ekicileri Kooperatifi senin babanın fabrikası değil. Sen oraya havadan oturtulmuş devletin memurusun. Doğru olan hiç oturmamandı. Madem oturtuldun 1. senede görevini oranın gerçek sahibi çiftçilere bırakmalıydın. Sen bu hukuksuzluğun bu devranın 2071’e kadar devam edeceğini mi sanıyorsun. Bu ülkede doğruları söyleyen verdiği kararlarda adil olan hakimlerin kalmadığını mı sanıyorsun. Adalet dağıtan hiçbir hakim kalmasa bile Allah’ın adaleti olduğunu hiçbir zaman unutmayın.

Utanmadın mı?  Elitaş.

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile Kayseri  Hunat Camii eski imamı Ali Çamlı’nın  Şeker operasyonu yapılmadan önceki telefon görüşmeleri, mahkemenin resmi teknik takibine takıldı. Bu ses kayıtları da önceki gün internet sitelerine düştü. Bir tarafta AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, diğer tarafta bir çok davada adı geçen İmam Ali Çamlı. Ses kaydını özetleyecek olursak:  Elitaş ilk önce Sabah ve Taraf gazetelerinin de Kayseri Şeker Fabrikasının Ergenekon’un İç Anadolu Kasası diye haber yapılmasını sağlıyor. Daha sonra da basında çıkan bu haberler ihbar ve delil kabul edilerek dava açılması gerektiği konusunda basına beyanat veriyor. Yani soruşturma açılabilmesi için sahte delil oluşturmaya çalışıyor. Kayseri’deki bir mahkemenin hakimi Y. İse  bu haberlerin başlığının suç olduğuna, tazminat gerektireceğine karar vererek, Taraf ve Sabah gazetelerinin bu tür  başlık kullanamayacağına kararıyla birlikte  yayın durdurma kararı veriyor. Film de tam burada kopuyor işte. Bu duruma sinirlenen Mustafa Elitaş kendisini Kayseri’nin baronu zanneden İmam Ali Çamlı’yı arayarak, hâkimi uyarmasını, kararı değiştirmesini istiyor. Tabii bu konuşmaların teknik takibe alındığını bilmiyor. Bir sonraki görüşmede ise imam hâkimle görüştüğünü söyleyerek ne kadarı doğru, ne kadarı imam uydurması belli değil, hâkimin sözlerini Elitaş’a aktarıyor. Kayıtları dinlerken ben utandım doğrusu. Sayın Elitaş ya sen?  

Burada benimde gazeteci olarak söyleyecek sözüm var. Bu ses kaydı muhalif parti milletvekillerinden ya da ülkemizin askerlerinden birine ait olsaydı, ses kaydı ulusal kanalların manşetlerini süslerdi ve günlerce gündemden düşmezdi. Ancak önceki gün internete düşen ses kaydı, henüz ulusal kanal hariç hiçbir ulusal gazete ve televizyonlarda haber olmadı. Böyle habercilik olur mu? Ayrıca bu telefon konuşmasını Mustafa Elitaş değil de başka biri yapmış olsaydı; mahkemeyi etkilemekten, hakimi baskı altına almaya çalışmaktan hakkında dava açılır, hatta tutuklanırdı. Ne hikmetse bu kişi Mustafa Elitaş olunca  hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Gerçi dokunulmazlığı da var boşuna konuşuyoruz tabi.  Bu ses kaydına Elitaş ve Ali Çamlı ne diyecek acaba merakla bekliyorum.