Anket 32 il ve 225 ilçede yapıldı. 3 bin 840 kişiyle evlerinde tek tek görüşülerek gerçekleştirildi.

Ankete katılanların net yüzde 77'si Başkanlık Sistemini istemiyor. Yüzde 70'i ise yargının bağımsızlığını yitirdiği görüşünce. Cumhurbaşkanının tarafsızlığını yitirdiğine inananların oranı yüzde 63.

Oysa daha 4 gün önce Sayın Cumhurbaşkanı Elazığ'da halka hitabederken, Başkanlık Sistemini savunanların oranının yüzde 70 olduğıunu söymememiş miydi?

Deneklere, "2015 genel seçimleri bugün yapılsa hangi partiye oy vermek istersiniz" sorusu yöneltildi. Kararsız seçmenler de partilerin oy oranına göre dağıtıldığında sonuç şöyle: 

Yüzde 39.1 AK Parti, yüzde 28.7 CHP, yüzde 18.1 MHP, yüzde 9.5 HDP, yüzde 2.1 SP ve yüzde 1.5 BBP.

Bu durumda Ak Parti Psikolojik sınır olan yüzde 40'ın altına inmiş görünüyor.

Gezici Araştırma Şirketi yetkilisini dinledim;

Yolsuzluk söylentilerinin Ak Parti'nin bu kadar erimesinde önemli bir faktör olduğunu ve ilk sırada yeraldığını, ikinci faktörün ise ekonomik sıkıntılar olduğunu, üçüncü sıradaki etkenin ise eğitim konusunda insanların kafalarının karışıklığının geldiğini söyledi.

Evet AKP Meclis Grupu 4 bakanı Yüce Divan'a göndermemekle, onların kendilerini  savunma hakkını ellerinden aldığı gibi, yolsuzluk olgusunun beyinlere nakşedilmesinde de önemli bir etken oldu. Özellikle çıkıp AKP'nin tepesindeki isimlerin, 700 bin liralık kol saatini kaynağı ne olursa olsun bir milletvekilinin kolunda taşınmasının yanlışlığını dile getirmeleri, Başbakan Davutoğlu'nun 'Gidin Yüce Divanda aklanın gelin' demesine rağmen Ak Saray'ın farklı bir çizgi izlemesinin kamuoyu üzerinde önemli bir olumsuzluk oluşturduğu gün gibi ortada.

Sadece bu mu?

Asgari ücretli, emekli, memur açlık sınırı altında yaşam savaşı verirken sergilenen lüks, şaşaa da toplumu derinden etkilemeye başladı.

Emekliye yüzde 3, asgari ücretliye yüzde 3 zam verilirken, iktidar milletvekillerinin desteğiyle çıkarılan son dakika düzenlemeleri, Ak Saray'ın bir aylık elektrik faturasının tutarı olan 1 milyon 180 bin liralık faturanın elden ele dolaşması, Bilal'ın filosu, bedelli askerlik ile 'Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir' türküsünün yeniden listelerde yer bulması, Suriye'den gelen 2 milyon insanın neredeyse yarısından fazlasının 'Saldım çayıra, Mevlam kayıra' denilerek kentleri Afrika Ülkelerindeki görüntülere benzer görüntülerle donatması,  işsizlik kıskacında bunalım yaşayan gençliğin çilesi ortadayken Suriyelilere istihdam söylemleri ve hepsinden önemlisi, mutfaklarda artık tencere kaynatmanın lüks hale gelmesi  bu erimede önemli birer faktördür.

Zaman zaman yazılarımda dikkat çekmişimdir.

İktidarları sarsan, hatta  yıkan nedenlerin başında gelmektedir lüks hayat özlemi, görkem ve şaşaaa.

Eğer bir iktidar, vatan sevgisini bedele dönüştürdü ise, o bedeli ödeyemeyenler, ödeyenlerin vatan sevgisini sorgulamaya başlar ki, bu da en doğal haklarıdır.

Zira akranları, babalarının banka hesabından vatan borcunu nakit  olarak öderken, onlar kar-kış, yağmur-çamur demeden sınır bekçiliği yapmak durumunda bırakılmaktadır.

Sadece bu mu..

Bin lira aylık maaşı olan bir emekliye siz, 30 lira zammı yeterli görürken onlara sabrı, ibadeti telkin eden kurumun başındaki insanın altına 1 milyonluk Mercedes çekerseniz, o da rahatsız eder.

Milli kurumumuz şişe cam dururken, Paşabahçe dururken yaptırdığınız sarayın camlarını ABD'den getirtirseniz onu kolay kolay unutturamazsınız.

Ya da tanesi bin liradan satın alınan altın varaklı kadehlerde misafirlerinize içecek ikram ederseniz, o emekli isyan eder. O asgari ücretliye, "O bir bardağın bedeli için ben bir ay ter döküyorum" deme hakkı vermiş olursunuz.

Sonuç;

2002 yılından bu yana Kayseri kamu kaynaklı önemli bir yatırım elde edemedi. Ben önümüzdeki dönemde, Mehmet Özhaseki'den bu anlamda Kayseri için önemli projeler bekliyorum.

Ama iktidar,  daha doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı bu hızla iktidarı yıpratacak dayatmalara devam ederse, korkarım Sayın Mehmet Özhaseki ve AKP'den gidecek milletvekillerine Ana Muhalefet Partisi Milletvekili olmak düşer.

Diyeceğim odur ki;  Herkes aklını başına almalı. Millet kendisi gibi yaşayanları sever. Lüks, görkem, şaşaaa, çelişkili uygulamalar iktidarları yerle yeksan eder.

Siyaset tarihimiz bunun örnekleri ile doludur. 

Benden hatırlatması..