Satışı yapılmış bir şeker fabrikasına yapmış olduğum bir ziyarette, Ziraat Bölge bina ve müştemilatlarının ihale kapsamından çıkarıldığını görünce hayretler içinde kaldım. Diğer fabrikaları da soruşturduğumda aynı uygulamanın yapıldığını gördüm. Böyle bir hata nasıl yapıldı anlaşılır gibi değil. Sui niyet sahibi biri, Şeker Fabrikaları özelleştirilirken alıcılarını başarısız kılmak için ne yapmak gerekir diye sorsa, ilk akla gelen “ziraat teşkilatını ortadan kaldıralım” teklifi olur. Çünkü şeker sanayinin kilit taşı ziraat teşkilatıdır. Bu teşkilat, sistemden çıkarıldığında kilit taşı alınmış köprü gibi sistem de kısa sürede çöker
Ülkemizde şeker üretimine başlandığı ilk yıllarda Almanyadaki üretici birliklerinin çalışma şekli, Türkşeker tarafından gözlemlenerek ülkemize uyarlanmıştı. O yıllardaki kıt imkanlarla pancar tarımcıları, atlarla köylere giderek tarla hazırlığından gübrelemeye kadar, üreticilerimize rehberlik yapmaktaydılar. Şeker tarımcıları, o yıllardan bu güne üreticilerimizle iç içe olduklarından tarım eğitimi verirken onların sevinçlerini de üzüntülerini de paylaşıyorlardı. Şeker tarımcılarının oluşturduğu tarım kültürü sayesinde üreticilerimiz bitkisel ve hayvansal ürünleri hem ülke ihtiyacına hem de dış satıma yeterli miktarda üretebilme kapasite ve kabiliyetine kavuşmuştur. Üreticilerimizin ülke ve memleket sevdası her türlü takdirin üzerindedir. Onlar, davullarla askere gönderdiği ciğerparesi evladının şehadetini dahi “vatan sağ olsun” diye metanetle karşılayabilecek kadar vakar sahibidir. Onlar için moral değerler her şeyden önce gelir, kolay küser, zor barışırlar. Şeker üretimimizin fazla olup, ülke dışına ihraç edilmediği 80’li yıllarda pancar ekimi için gübresi atılıp hazırlanmış olan tarlaların yarısını pancar ektirip diğer yarısını da boş bıraktırmak zorunda kalmıştık. Sonraki yıllarda ise üreticilerimizin pancar ekiminden çekilmesi üzerine kapı kapı dolaşıp pancar ekmeleri için yalvarmıştık.
Pancar çiftçisi ile gönül bağları oluşturamayan şeker şirketleri hem kör, hem de topal insana benzer. Bu kesim ile gönül bağları, kendileriyle birebir ilgilenecek olan ziraat teşkilatı ile mümkündür. Ziraat mühendislerinin cep telefon numaralarının çiftçilere mesaj atılıp, gerek duyduklarında bu telefonlardan ziraat mühendisine ulaşmalarını istemek asla doğru bir yöntem değildir. Bu yöntemde ısrar edilmesi, zaten kota uygulamasından dolayı incinmiş olan üreticileri daha da küstürür ve kısa sürede onların pancar tarımından çekilmelerine sebep olur. En son teknoloji şeker fabrikanız olsa da şeker pancarı üretilmedikten sonra o fabrikalar birer demir yığınından ibarettir. Pancar üreticisinin, oluşturulacak yeni bir sisteme ayak uydurmasını isterken, kesinlikle “ben istiyorum olmalı” denilmemeli, yeni bir sisteme geçiş, tedricen ve karşılıklı kazanımlarla birlikte olmalıdır.
Türkşekerdeki görevimden ayrılıp Kayseri şekere geldiğimde günlük pancar işleme kapasitesinin rantabl olmadığını görmüş, ilk etapta pancar üretim ve kalitesininin artırılmasına yönelmiştik. Bunun için uygun alanlarda sondaj faaliyetlerini, yağmurlama ve damlama sulama sistemlerini, yabancı ot ilaçları ile bitki besin katkılarını faizsiz kredilerle finanse ederken, kantarlarda da pancar boşaltma makineleri kurulumu yanında kantarları ışıklandırarak genel söküm döneminde üç vardiyada pancar alımını sağlamıştık. Günlük pancar işleme kapasitesinin artırılması sonrasında sekiz pancar sırasını aynı anda söken modern hasat makineleri ile sökülen pancarlar, modern eleme ve yükleme araçları ile tertemiz fabrikaya intikal ettirilmektedir. Üreticinin fabrikaya gönderdiği her vasıtadaki pancar, şeker oranına göre bedellenmekte, pancarının bedelini öğrenen üreticilerimiz, verim artışı yanında şeker oranını artıracak gübreleme ve sulama yöntemlerine de yönelmektedirler.
Satılan şeker fabrikalarının bir çoğunda, özelleştirme söylentilerinin oluşturduğu belirsizlikler nedeniyle tahsis edilen şeker kotası kadar pancar ekilmiştir. Bu nedenle, gönül bağları kurulmaksızın, (doğru da olsa) bir takım kuralları hemen uygulamaya koyarak üreticilerin küstürülmemeleri gerekir. Pancarların sökülmek üzere olduğu şu günlerde, henüz şeker üretmemiş fabrikaların çiftçilerine en azından birer torba da olsa şeker vermeleri gerekir. Yeni şeker şirketlerinin Türkşekerden ödünç şeker taleplerinin geri çevrileceğini sanmam. Çünkü stokta bekliyen yüzlerce ton şeker var. Bu şekerlerin yeni üretimle değiştirilmesine akıl sahibi hiçbir yönetici karşı çıkmaz.
Şeker sanayinin teamülleri gereği kampanya sonuna doğru, bir sonraki yılın pancar ekim sözleşmeleri de yapılacağından, yeni şeker şirketlerinin güçlü bir ziraatçi kadrosuna, sahip olmaları gerekir. Yeni işe başlayan ziraat mühendislerinin yeterli bilgi ve deneyim kazanmaları ise şeker sanayine yıllarını vermiş deneyimli mühendislerin önderliği ile mümkün olabilir. Bölge bina ve müştemilatlarının ihale kapsamı dışına çıkarılması üzerine böyle bir yapılanmayı ıskalayan yeni şeker şirketleri, inşallah bu yanlışlarından tez zamanda dönerler. Aksi halde bir çoğu, üretim faaliyetleri için ihalede mecbur tutulan beş yılı dahi tamamlayamazlar. Devlet yöneticilerimiz de yaptıkları yanlıştan dönerek ihale dışı bıraktıkları bölge bina ve müştemilatını sembolik bedellerle yeni şeker şirketlerine vermelidirler.
Fabrikaları satın almış olan şirketlerin, SGK ve vergi muafiyetleriyle desteklenmeleri gerekir. Çünkü şeker sanayii yoğun finansal akışa ihtiyaç duyan bir sektördür. Yıllardan beri olduğu gibi bundan sonra da pancar tarımının faizsiz ayni ve nakdi avanslar ile desteklenmesi gerekir. Pancar üretilen her ülkede bu uygulamaya aynı şekilde devam edilmektedir. Şeker fabrikalarını satın alan şirketlerin ayakta kalabilmeleri için kazanmaları, pancar tarımının devamı için çiftçilerine de kazandırmaları gerekir. Bu şirketlerin üretime devam etmeleri milli ekonomimiz açısından gerekli olduğu kadar çiftçilerimizin pancar üretiminde devamlılığı için de önemlidir. İhale bedelini taksitlerle ödemek isteyen şirketlerin kredi faizlerine boğulmadan taksitlerini üretecekleri kristal şeker ile ödemeleri sağlanırken, ihracat kapısı açılmalı ve şeker ihraç edecek olan şirketlerin ihracat destekleri artırılmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 ihracat hedefi olarak belirlemiş olduğu 500 milyar dolar hedefi için şeker sanayimizin de katkıda bulunması fena mı olur?