Milat kabul edilecek bir başka konu da, laiklik konusudur. Dindar ve muhafazakar vatandaşlarımız, dini kullanan bir yapının kirli emellerine aldanmadığını, alet olmayacağını ortaya canını koyarak ispatlamıştır. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gereken bir ortam doğmuştur. Bugün devlete sızıp ele geçirmeye çalışan Fetullahçı terör örgütü olabilir. Yarın bir başka cemaatin, tarikatın veya dini grubun böyle bir ihanete girişmesini devlet baştan engellemelidir. Fakat Fetöcülerin akıllara durgunluk veren ihaneti, geçmişte sorunlar yaşamamıza sebep olan katı laikçi anlayışın hortlamasına gerekçe oluşturmamalıdır.
Ortaya çıkan durum nedeniyle hem toplumsal olarak çok dikkatli olmamız gerekiyor. Dini duygularımızı sömürmeye çalışan hainlerle, toplumun dini ihtiyaçlarına cevap veren sivil toplum kuruluşları birbirine karıştırılmamalıdır. Bunun için devlet kendi üzerine düşen görevi yapmalıdır. Diyanet teşkilatı, ortaya çıkabilecek yeni ihanet şebekeleri hakkında uyanık olmalıdır. Zaman zaman bu konularda toplumu aydınlatmalı ve yılanın başının küçükken ezilmesi için sürekli nöbette kalmalıdır. Toplum olarak bizlerin de, din maskesiyle yaklaşan düşmanlara karşı uyanık olmamız gerekiyor.
15 Temmuzun hemen ardından, sanki bütün tarikatlar, cemaatler, dini guruplar vatan hainiymiş gibi ortalığı velveleye verenler de çıktı. Konu çeşitli bakımlardan kötüye kullanmaya çok uygun. Kimileri katı yasaklarla dindarların üzerine gitmek için fırsatı ganimet biliyor. Kimileri de Osmanlının son zamanlarını, Cumhuriyetin ilk yıllarını kurcalıyor. Tarihte kalan eski husumetleri kaşıyarak toplumu yeniden germek isteyenler de 15 temmuzu malzeme olarak kullanıyorlar.
Aşırıya kaçmaya, eski defterleri karıştırmaya gerek yok. Fetö üzerinden haksız genellemeler yaparak bütün dindarları töhmet altında bırakmak da yanlış. 15 Temmuzda yaşadığımız olayın ciddiyetinde hem fikiriz. Öyleyse bundan hepimiz kendi payımıza düşen dersi çıkarmalıyız. Aynı hataları tekrarlayacak olursak, aynı ihanetin kapısını aralamış oluruz.
İster Alevi, ister sünni, ister cemaat, ister tarikat veya mezhep... Artık din konusu siyasette, ticarette ve devlette kullanılan bir araç olmaktan çıkarılmalı. Din üzerinden üretilen düşmanlıklar da tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Türkiye 15 temmuzda bunun için bir fırsat yakaladı. İnşallah bu fırsatı gerçekten bir milat olarak tarihimize yazarız.