Günümüzde kullanılan “okul” kelimesinin, Fransızca “l'ecole” ve İngilizce “school” ile aynı anlamı taşıması itibariyle Fransızcadan Türkçeye uyarlandığı konusunda genel kanaat olmakla birlikte, bu kelimenin “okumak” fiilinden türetildiğine dair görüşler de söz konusudur.
Edebiyatla biraz haşir neşir olanlar bilirler ki edebiyat bilhassa on dokuzuncu yüzyıldan sonra birtakım dergiler etrafında gelişen, şekillenen bir yazılı ve sözlü anlatım faaliyetidir. Meselâ, Servetifünun, Yedi Meşaleciler, Maviciler vs. gibi.
Batılı anlamda bir edebiyat ortaya koyma gayesinde olan Tanzimat edebiyatı sanatçıları da gazete ve dergi ile çalışmalarını halka duyurmamışlar mıydı? Birçoğumuzun bildiği, en azından isimlerine aşina olduğu Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi gibi sanatçıların isimlerinin o dönem çıkardıkları gazete ve dergileriyle anılmaları boşuna değildir. Bu sanatçılar, aynı ideal etrafında aynı tarz bir edebiyat oluşturma gayesiyle ortak hareket etmeye çalışmışlardır. İşte, Yağmur dergisi de farklı bir anlayış ve yıkılan kalelerin tamir edilmesi gayesiyle yola çıktığı 1998 yılından itibaren birçok yazar ve şairin yetişmesine vesile olduğu için bir “edebî mektep” bir okul ve ekol olma hüviyeti kazanmıştır.
Bir dergi; yazarları, şairleri ve danışmanlarıyla dergiyle alakalı konuları görüşmek üzere yılın belli günlerinde bir araya gelip bazı görüşmelerde bulunuyorsa bu dergi, ayakları yere basan bir çalışma yapıyor, geleceğe emin adımlarla ilerliyor demektir. Yağmur dergisi, bunu düzenli olarak her yıl yani on beş senedir yapıyor.
Peki, bir dergi bunu neden yapar? Niçin bu kadar masraflara katlanır? Hemen belirtelim ki meşveret diye bir kurum vardır ve bu çalışma bunun hayata geçirilmesidir. Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Allah “veşavirhüm filemr” yani “... (Ey Resûlüm!) Eshâbın ile müşâvere et. Onlara danış.” (Âl-i İmrân sûresi: 159) buyuruyor. Merhameti Sonsuz Rabb’imiz bazı emirlerini bu konuda olduğu gibi, Peygamber Efendimize(sallallahu aleyhi vesellem) hitap ederek bildirmektedir. Peki, müşavere, meşveret ya da istişare nedir? İstişare; bir konuda başkasının aklını yani düşüncesini almanın yanı sıra aynı zamanda onun gönlünü kazanmaktır. Bu sebeple, dergi hem işlerinin, yayın ilkelerinin, yayımlanan ve yayımlanacak yazıların, konuların görüşülmesiyle daha sağlıklı bir yayın politikası geliştirme işini gerçekleştirmiş hem de topyekûn bir gönül kazanma hareketine girişmiş demektir. Bu girişim de derginin tabana yayılmasında önemli bir etkendir.
Derginin Yazı İşleri Müdürü Hasan Ahmet Gökçe bu toplantılarla ilgili olarak “Yağmur yazı heyetleri sadece yazıların değerlendirildiği bir buluşma değil. Aynı zamanda yazar yetiştiren, hepimizi geliştiren bir okul diyebiliriz. Amacımız, kurulan ‘yeni bir dünya’da edebiyat ve kültür adına yol haritası ortaya koyabilmek, çağını seslendirebilmek.” diyerek bu çalışmaların çok yararlı geçtiğini dile getiriyor.
Yağmur dergisinin bahsi geçen toplantısına bu yıl ben de davetli idim. Sekiz yıl öncesinde birçok toplantısına katılmış, Kayseri’ye geldikten sonra ara vermiştim. Balıkesir’in Sındırgı ilçesi yakınlarında bulunan Obam Termal Otel’de gerçekleştirilen ve 5 Temmuz Cuma günü sona eren bu toplantıya Türkiye’nin farklı şehirlerinden dergiye katkıda bulunan 40’a yakın yazar, şair ve akademisyenler katıldı. Bunlar arasında Mehmet Önal, Aziz Kılınç, Ramazan Gülendam, Ramazan Çakır, Sezai Coşkun, Mehmet Doğan, Mehmet Kaygana, Nihat Dağlı, R. Şükrü Güngör, Hüdai Can, Şemsettin Yapar, Hasan Çağlayan, Bülent Gündoğan, Yaşar Beçene, Ali Şanverdi, Kalender Yıldız, Hüseyin Say gibi isimler de vardı. Yıl içinde, her ay İstanbul’da buluşarak dergiye gelen ürünleri değerlendiren ‘yazı heyeti’, yaz buluşmalarında daha genel meseleleri ele alıyor. Toplantı derginin Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Aymaz’ın başkanlığında Yazı İşleri Müdürü Hasan Ahmet Gökçe ve derginin editörlerinden Yusuf Gündüz’ün gerekli notları alması ile gerçekleştirildi. Öncelikle geçen seneden bu yana dergiye yazı gönderen, yazısı yayımlanan yazar ve şairlerin, dergide yayımlanan yazıların tür yönüyle istatistikî durumları hakkında bilgiler verildi. Bu çerçevede gelecek bir yıl içerisinde yazı noktasında nelere ağırlık verilmesi gerektiği üzerinde duruldu.
Yağmur dergisinin edebiyat çevrelerinde ve toplumda tanınması ve bilinmesi hususunda yani marka değerinin artırılması yönünde ne gibi çalışmaların yapılması gerektiği hususunda görüş alışverişinde bulunuldu. Konuyla ilgili olarak 7 Temmuz 2013 tarihli Zaman gazetesindeki köşesinde Abdullah Aymaz “Yağmur’un bu seneki toplantısında ideal makale nedir, makale nasıl yazılmalıdır, makale tarzları nelerdir gibi sorulara cevaplar arandı. Yağmur için ideal olan makale türlerinin tespiti için de özel bir istişare düzenlendi.” şeklinde düşüncelerini dile getirdi. Yağmur’un okulunda ıslanmak güzeldi. Yağmur’la bir etkinlik yapmayı planlıyoruz. Katılmakla büyük şeref duyduğum bu güzel etkinliği gerçekleştirdikleri için bir “edebi mektep” olan Yağmur dergisinin değerli yöneticilerini ve katılımcıları yürekten kutluyor, dergiye yayın çalışmalarında başarılar diliyorum. Derginin içeriğine www.yagmurdergisi.com.tr adresinden ulaşılabilirsiniz.