Yani öykü adına, edebiyat adına
kurumların, dergilerin bir araya gelebileceğinin, geldiğinde ise neler yapabileceğinin bir
göstergesi oldu.
Erciyes Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç Üçgül,
Dünya Öykü Günü’nün fikir babası, Dünyanın Öyküsü Dergisi genel yayın yönetmeni
Özcan Karabulut, Semaver Öykü Dergisi imtiyaz sahibi Baki Karcı, editörü ben deniz,
Esrar Şiir- Sanat Dergisi editörlerinden Alptuğ Topaktaş; yazar Şirvan Erciyes’in
katıldığı programda; önce, Mustafa Balel’in yazdığı Dünya Öykü Günü Bildirisi okundu.
Ardından Ali Rıza Iranmehr’in “Pembe Bulut” öyküsü Şirvan Erciyes tarafından
seslendirildi. Sevinç Üçgül çevirisini kendisinin yaptığı Soljenitsin’den “ufacıklar”
öyküsünü okudu. Baki Karcı kendi yazdığı “İhtilal Çocukları” öyküsünü seslendirdi. Ben
deniz de “ Boyacılar ve Kibrit Çöpleri” başlıklı öykümü seslendirdim. Alptuğ Topaktaş,
“Umulmadık Phoeniks: Bir İmkân Olarak Yazma Edimi” başlıklı konuşma yaptı. Özcan
Karabulut, yazarlık serüveninden ve ‘öykü’den bahsettiği konuşması ve dinleyicilerle
sohbeti gerçekleşti. Karabulut ayrıca “Amida Eğer Sana Gelemezsem” romanını yazma
sürecinden ve romanın içeriğinden bahsederek yazarlık deneyimini etkinliğe katılan seçkin
edebiyatseverlerle paylaştı.
Şehrimizde en büyük ihtiyaçlardan birisi, edebiyat adına yapılan nitelikli etkinliklerin
sayısının artmasıdır. Bu etkinlikler şehrimizin ismini duyuracağı gibi, edebiyatseverlerin de
doyuma ulaşacağı sohbet ve dinleti ortamlarının oluşturulmasıdır.
Bu tür etkinlik ortamlarında katılımcıların aynı zamanda izleyici, izleyici olanların da aynı
zamanda katılımcı olması en büyük dileğimiz olmuştur. Bu etkinliğin aynen bahsettiğimiz
şekilde, dileğimizde olduğu gibi gerçekleşmesi, katılımcıların samimiyeti sayesinde
olduğu gibi ciddi, nitelikli edebiyatseverlerin de o ortamda bulunmasından kaynaklandığını
düşünüyorum.
Düşlediğimiz şey gerçekleşmişti. Genç okurların, genç yazarların Özcan Karabulut ile tanışıp,
kitaplarını imzalatıp çok önemli bir deneyimi yaşamalarıdır. Aynı zamanda Dünyanın
Öyküsü Derigisi, Semaver Öykü Dergisi, Esrar Şiir - Sanat Dergisi’nin, Erciyes
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin, edebiyatın yazılı kâğıtlardan ibaret olmadığını,
kapkanlı, capcanlı bir edebiyat ortamı ile de edebiyat yapılabileceğini göstermiş oldu.
Bu yüzden tekrar ediyorum, bu etkinliğe katılanlar gerçek bir edebiyat ortamında Türk
Edebiyatı’nın bir ‘An’ına tanıklık etmişlerdir.
Etkinliğe birçok genç katılımcının yanı sıra şehrimizde edebiyat hayatını sürdüren önemli
isimler de katıldı. İsimlerini saymak isterdim ancak olur ya birini unutmuş olursam haksızlık
ederim diye düşündüğümden yazmadım.
Şimdi de “Neden bu denli önemli bir etkinliği bir kitabevinde yaptık?” Sorusunun cevabına
gelelim.
Edebiyat denince akla kitaplar, dergiler gelir. Peki, kitaplar dergiler nerede bulunur? Ayrıca
böylesi bir etkinliğin düzenlenebileceği nezih bir ortam şehrimizde hangi kitabevinde
bulunur? Bütün bunların cevabını daha önce de birçok yazarı okurlarıyla buluşturarak bu
konuda önemli bir deneyim sahibi olan Nar Kitabevi’nde yapmak en uygunu idi. Reklam
olmasından dolayı endişe taşımıyorum. Eğer başka bir kurum, başka bir kuruluş da böyle
etkinliklere ( umarım daha da güzellerine ) ev sahipliği yaparsa onların da isimlerini
gönenerek veririm.
Yazmak istediklerim o kadar çok ki, köşemiz almayacak diye bu kadarla yetiniyorum. Bu
etkinlikte emeği geçenlere, bu edebiyat ortamını oluşturan tüm katılımcılara, tanıtımından,
desteğinden, ilgilerinden dolayı Kayseri’ye teşekkür ediyorum. Özcan Karabulut’a da bu
önemli etkinlikte bizi yalnız bırakmadığı ve Kayseri’ye güvendiği için ayrıca teşekkür etmek
istiyorum.