Sonrasında Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği ise bu kararın yürütmesini durdurma istemiyle dava açarak,  Gezi Parkında protesto eylemlerine  başladı. Polisin eylemcilere karşı sert davranması, olayları körükleyince eylemler artarak devam etti. 

EYLEMLER ve POLİS   

Eylemlerde görev alan polislerin hiç biri Ortadoğu ülkelerindeki gibi eylemcilere zarar vermek istemez. Ya da durup dururken insanların üzerine gaz bombası atmaz. Bu polislerin amirleri ve amirlerini yönlendiren il valisi, il valisini yönlendiren siyasiler vardır. Eylemcilerin karşı karşıya geldiği polisler kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız, akrabalarımız. Bu polisler hiçbir canlıya zarar vermek ister mi? Polisler emir kulu amiri ne derse onu yapacaktır.

EYLEMLERE KATILAN GRUPLAR

 Suçlanması gereken polis değil, onları yönlendiren halkla karşı karşıya getiren siyasilerdir. Eylemlere katılan insanlara gelince başbakanın ve bakanların dediği gibi aşırı uç ve problem çıkarmak isteyen insanlar değildi. O eylemlerde her ne kadar Devlet Bahçeli ülkücüler yoktu dese de ülkücüler de türbanlılar da Chp’liler de dahil her kesimden insanlar vardı. 

EYLEMLERİN AMACI

Taksim Gezi Parkı üzerine Topçu Kışlası süsü verilerek alışveriş merkezi yapılacağı iddiasından hareket ederek  protesto eylemlerine  başlanmıştı. Polisin eylemcilere karşı yanlış tutumu, olayın şeklini bir anda değiştirdi. İnanılmaz bir kalabalık oluştu. Bu kalabalıkta her tür insan vardı. Bu insanların aslında ne kesilecek olan ağaçlar nede Gezi Parkına yapılacak Topcu Kışlası umurunda bile değildi. Kalabalığın %70i 10 yıllık AKP iktidarının baskıcı politikalarına başbakanın diktatörce verdiği kararlara karşı toplanmıştı. Eylemlere katılan halkın bir kısmı da neden eylem yaptıklarını kendileri bile bilmiyordu. Tabi bu işten ekmek yiyenleri yani provakötörleri söylemeye gerek yok. Halkı galeyana getirmeye çalışan, sosyal medyadan halkın toplanması için yalan ve abartılı haberler yayan provokatörler de iş başında idi.

DİKKAT VE UYARI

Demokratik toplumlarda protesto eylemleri yapmak gayet normal bir şey Ancak Türk halkının çok dikkat etmesi gerekir. Eylemleri Arap baharlarına benzeten yabancı basının amacı, Türkiye’de daha çok karışıklık yaratmak. Yaşanan olayların doğru mu yalan mı olduğunu tamamen anlamadan sosyal medyadan etkilenerek, meydanlara çıkmak doğru değildir. 

Ayrıca eylemlere katılan insanlar protestolarını daha demokratik yapmalı, kaldırım taşlarını sökerek polise taş atmak, çevrede bulunan başkalarına ait işyerlerini yakmak, araçları yakmak yapılacak protestolara gölge düşürmektir. 

Türk polisine gelince demokratik eylemlerde bulunan halka mümkün olduğu kadar müdahale yapılmamalı, yapılması zorunlu olduğu hallerde ise topluma aşırı zarar verecek güç kullanmamalıdır.

Bu olaylardan AKP ve başbakan çok ders çıkarmalı. Toplum yeterince boğuldu. Başbakan sadece seçimlerde aldığı %46,66’lık oy verenlerin başbakanı olmamalı, kendisine oy vermeyen kesimlerin de düşüncelerine haklarına saygı duymalı ve onların da başbakanı olmalıdır. Aksi takdirde insanlar iktidarın gücü ne olursa olsun, zamanı gelince sesini yüksek perdeden çıkartacaktır.