“çarşılar kuruluyor 

sarayları oyuncak 

insanları karınca şehirler 

zamanları gördün mü 

bir iğne deliğinden 

 

adımı unuttum 

adı olmayan yerlerde 

geçip gidenlere bakarak” 

*

geçip gittiğim yerlerden 

iç içe 

öne 

ve arkaya bakan 

bir sürü 

ben 

ler 

koymuşumdur 

eskileri çocuk 

şimdikiler ihtiyar 

*

dünyada en güzel şey 

seni buldum 

artık hiç bir şey istemem 

küçük câriyem nigâr-i çîn 

uzat ellerini 

aynaların dışına çıkalım 

*

seni bahçelerimde uyuttum 

seni duvarlarımda sakladım 

havuzlarıma güneşler vurduğu zaman 

gözlerini açıp bana gülerdi 

bahtiyâaar 

 

yazık sana verdiğim emeklere

*

İbrahim

ibrâhim 

içimdeki putları devir 

elindeki baltayla 

kırılan putların yerine 

yenilerini koyan kim 

 

güneş buzdan evimi yıktı 

koca buzlar düştü 

putların boyunları kırıldı 

ibrâhim 

güneşi evime sokan kim 

 

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri 

buhtunnasır put yaptı 

ben ki zamansız bahçeleri kucakladım 

güzeller bende kaldı 

 

ibrâhim 

gönlümü put sanıp kıran kim

*

Mara

bilmemek bilmekten iyidir 

düşünmeden yaşayalım 

mâra 

günü ve saatleri ne yapacaksın 

senelerin bile ehemmiyeti yoktur 

seni ne tanıdığım günleri hatırlarım 

ne seneleri 

yalnız seni hatırlarım 

ki benim gibi bir insansın 

 

tanımamak tanımaktan iyidir 

seni bir kere tanıdıktan sonra 

yaşamak acısını da tanıdım 

bu acıyı beraber tadalım 

mâra 

 

başım omzunda iken sayıkladığıma bakma 

beni istediğin yere götür 

ikimiz de ne uykudayız 

ne uyanık