Şehrimizde akan trafikte, özellikle ana yollardaki sıkışıklık sürücülerin araçlarını seri kullanmalarına kimi zaman engel olmaktadır.

Kiçikapı - Düvenönü Arası

Kırmızı çizgi algısıyla belirlenen yaya geçitlerindeki araçların ani duruşları ve bu çizgilerin kısa mesafelerle çok fazla çizilmiş olmaları, ne yazık ki araçların kısa mesafeli dur-kalk yapmasına sebep olarak arkadan çarpma şeklindeki kazalara yol açmaktadır.

Yine aynı, kırmızı tek çizgili ve diğer çizgilerin beyaz olduğu; yayalara “burası benim kırmızı çizgimdir” denilen noktalarda trafik ekipleri veya fahri trafikçiler plakalara ceza yazmaktadır. 

Kurala uymayan araç sürücüsü ya da yayaya uyarı veya para cezası tabii ki olmalı! Ancak bu noktalar öylesine sıkışık trafik noktaları ki araçlar durduğu zaman trafik kilitleniyor; durmayıp geçseler ceza yiyorlar. 

Bu konuya daha önce de köşemde yer verdim, lakin Büyükşehir Belediyesi yetkilileri veya Başkan, konuyla ilgili bir atılım yapmadılar. Bu gibi yollarda sık aralıklarla yaya geçidi yapmak yerine alt veya üst geçitler inşa edilmesi, sanırım trafiği daha fazla rahatlatacaktır. Bu da Büyükşehir Belediyesi'nin görevidir. 

Bu yollarda, yayaların karşıdan karşıya geçerken “Burası benim hakkım, yani kırmızı çizgimdir” diyerek aheste aheste geçiş yapmaları da trafik akışını tamamen kilitlenme noktasına getirmektedir. 

Kırmızı Işıkların Fazlalığı

Şehrin yollarının gereğinden çok daha fazla kırmızı ışıkla donatılmış olması da trafiği boğmaktadır. Bu ışıklar, süre açısından kimi yerlerdeki trafik akışını aksatmaktadır. 

Sağa ya da sola dönecek araçlar, dönüşlerini tamamlamadan neredeyse yolun ortasında kalmakta; bu sırada karşı tarafın yeşil ışığı yandığı için dönüş yapan araçlar adeta kendilerini o noktadan zor kurtarmaktadır. 

Velhasıl, gerek kırmızı çizgili yaya geçitleri gerekse çok sayıda kırmızı ışık, şehir trafiğini çıkmaza sokmaktadır. 

Demem o ki, bu kadim şehir bu trafik keşmekeşini hak etmemektedir. Konforlu bir şehir içi araç kullanımı, yani stresten uzak bir şekilde aracımızı sevk ve idare edebilmek, bu şehir sakinlerinin hakkıdır. 

Akıllı Kavşak Sorunu

Trafikte akıllı kavşak handikabı ise ayrı bir hadisedir. Ehliyetini yakın zamanda alanlar, derslerinde akıllı kavşaklardaki ilk geçiş haklarını öğrenip pratiğini direksiyon derslerinde aldıkları için bir parça bu kuralların farkındadırlar. 

Ancak trafik işaret levhalarını okumayı unutan ya da umursamayan kimi sürücüler, kavşak içindekine ait olan ilk geçiş hakkını bir kural olarak görmedikleri gibi, akıllı yani büyük dönel kavşaklarda, kavşak içinde geçiş yapan sürücüye korna çalarak veya selektör yaparak tacizde bulunmaktadır. Hatta üstüne üstüne araç sürmektedirler. 

Oysaki olası bir kazada bu yol tanımazlar yüzde yüz suçlu duruma düşeceklerdir. 

Kartal Kavşağı ve Seher Bulvarı

Sabah ve akşam saatlerinde Kartal Kavşağı’ndaki izdiham akıllara ziyan bir durumdur. Orası için bir proje dillendirilmiş, hatta Kartal Kavşağı’nın yol kenarlarına o projenin görselleri asılmıştı. Ancak durum nedir, ihale edildi mi, bir duyum almadım. 

Seher Bulvarı ise ayrı bir mesele... Burası, ehliyet sahibi olmak için kurslara giden sürücü adaylarının hem eğitim aldığı hem de sınavda kullanılan bir yoldur. Ancak bazı sürücüler, ilk ehliyet aldıkları günleri unuturcasına yan yana hız yaparak hem kendilerini hem de sürücü adaylarını riske atmaktadır. 

Bu gibi güzergâhlarda kameralar yolları izliyor ve sürücülere cezalar yazmakta etkili oluyor. Lakin olası ciddi kazaları önlemek adına bu güzergâhlarda neden trafik zabıtası devriyesi artırılmaz, anlamakta zorluk çekiyorum. 

Seher Bulvarı ve Erkilet Yolu gibi sürücü eğitim alanlarında, bir-iki uyarıcı levha yetmiyor belli ki. Trafik işaret ve levhasını okumayı kendine yük sayan sürücüler bu levhaları görmezden geliyor. Bu yüzden bu güzergâhlarda kolluk kuvvetlerinin trafik zabıtası olarak devriye gezmesi şarttır. 

Kaza, yaralanma, ölüm gibi olumsuz, geri dönüşü olmayan vakaların önlenmesi için ne yazık ki sürücülerin denetim altına alınması gerekmektedir. 

Bu şehir; yollarında konfor, saygılı sürücüler ve sürücüyü strese sokmayacak düzenlemeler hak ediyor. Hayatımızın ve zamanımızın önemli bir kısmı trafikte geçiyor. Trafik, insanı rahatlatmalı. 

Bu da yöneticilerin öngörü ve yapıcılığı ile hayata geçer. 

Kalalım sağlıcakla. 

Sn. Azim Deniz’in şahsında, 10 Ocak Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyorum.