Sadakat kelimesi, içten bağlılık anlamına gelir. Bu kelime, eski zamanlardan beri dilimizde yaygın bir şekilde kullanılır.

Türk Dil Kurumuna göre,

Sadakat kelimesi, içten bağlılık anlamına gelir. Bu kelime, eski zamanlardan beri dilimizde yaygın bir şekilde kullanılır.

Bunun yanında sadakat kelimesi,

Sağlam ve güçlü dostluk anlamına da gelir.

Sadakat kime göre kim için veya kim tarafından?

Son zamanlarda

Bu kelime en çok,

LİDERE SADAKAT

Olarak kullanılmaktadır.

Lidere sadakat ise en çokta,

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİLİLERİN

Literatüründe ve

Kelime dağarcığında yer etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı

Sn Devlet BAHÇELİ”nin son zamanlardaki sağlık durumu ile ilgili

Nede çok konuşuldu!

Ne çok yorumlar yapıldı,

Kimler neler neler söyledi.

Bunlar illaki dağarcığımıza yerleşti.

Öyle bir yerleşti ki silinmesi mümkün değil.

Kimileri sessizce dua ederken,

Kimileri de bu sağlık durumunu kendi lehlerine evirip çevirdiler.

SADAKAT lerini ispat edercesine,

Resimler paylaştılar.

Nerede ise ağıtlar yakacaklardı.

Kimileri de farklı farklı senaryolarla

Felaket tellallığı yaparcasına,

Nefesin sayılı olduğunu ve yaratılanların bunu uzatma ya da kısaltma gibi bir eyleme sahip olamayacaklarını hatırlamayarak

Hadsiz leştiler.

Ama Devlet BAHÇELİ’nin kendisinin de söylediği üzere.

Dua edenlerin özellikle gizli dua edenlerin

Allah katındaki kabulü fazla olacak ki.

Art niyetlilerin heveslerini kursaklarında bıraktı.

Ve kimi dost görünümlü art niyetliler.

Gelecek ile ilgili planlar düşünüp. 

Hayaller kurdular.

Evet hevesleri de kursaklarında kaldı ebetteki.

Şunu unutmamak hatta akıllardan çıkarmamak lazım.

Sn Devlet BAHÇELİ’nin kimseye diyet borcu yoktur.

Kimseden helallik alacağı bir yanlışı da yoktur.

Aksine sayısı oldukça fazla olan kimilerinin

Sn Bahçeli’ye

Vefa borcu vardır.

Diyet borcu vardır

Daha sayalım

Makam mevkii borcu vardır.

Kimilerinin yediği ekmek ve boğazlarından geçen her lokma için

Sn Bahçeli’ye

Yatıp kalkıp dua etmeleri gerekir.

Zira onu,

Menfaatleri için sevenleri yıllardır biliyor ve farkında oluyoruz.

Kimileri bizi bir taş başına getirir mi diye sever.

Kimi Yerimizi nasıl koruruz diye sever.

Kimileri koltuğumuzu nasıl muhafaza ederiz diye sever.

Kimileri makamımızı nasıl koruruz diye sever.

Yani ez cümle hani derler ya bu güruhun sevgileri,

Tamamen ”DUYGUSAL”

Ama Şurası bir gerçek ki…

Kimileri de karşılıksız sever.

Karşılıksız sevenler,

Menfaatleri çıkarları için sevenlerden illaki fazladır.

Sevgi bir beklenti bir çıkar bir makam için değilse,

Bu gerçek sevgidir.

Kimlerin kimlerle sırf menfaatleri çıkarları için dost muş gibi davrandıklarını politika arenasında sık sık görmekteyiz.

Dün birbirinin ardından “sallayanlar”

Birde bakmışınız,

Menfaatleri “ederleri ”uğruna can cana oluveriyorlar.

Bu mudur Sadakat

Bu sadakat değil

Buna olsa olsa Riyakarlık denir.

Yani yapılanlar.

“RİYA” dır.

Kimler kimlerle kimin için ne için muhabbetli,

İncelemek lazım.

Kimi zaman dün bir birinin kuyusunu kazanların,

Gün geçmiyor ki onların can cana olduklarını gözlemliyoruz.

Bu kadarı da olmaz dediğimiz her şeyin.

Bakıyorsunuz çoook fazlası karşımıza çıkıyor.

“Edep ya Hu”…

Demek dilimizden düşmez oldu.

Birbirine riya ile bağlı olanlardan.

Ne Lidere

Ne Davaya

Nede bu ülkeye fayda beklememek lazım.

Kimileri de var ki.

Düşmanını yani hasmını yani sevmeyenini veya kendinin hiç haz etmediğini yakınında yanında kontrolünde tutmayı tercih eder.

Yani atacağı adımı kontrol etmek ister.

Oysaki

Yakınınızdaki “köpek” sizi ilk ısıran olacaktır.

İşte

SADAKAT

Kelimesi de kimine göre bakıyorsunuz şekil değiştiriyor.

Bu günlerde

Türk Dil Kurumunda ki manasını özümsediğimiz kavradığımız

*SADAKAT *

Kimi kullanıcıların dilinde perensek oldukça.

Korkarım ki,

*SADAKAT*

Kahrından üzüntüsünden bitap oluyor.

SADAKAT ile oynamayın

SADAKAT'in özüne anlamına manasına sadık kalın.

Menfaat kapıları Sadakat anahtarı ile açılmaz.

-----------------------------------------------------------------

Ömrünüz uzun olsun Sağlığınız daim olsun.

Bilge LİDERİM

Sağlıcakla kalın.