İlk hafta her şey anlaşılabilirdi çünkü olay tazeydi ve önlenmesinde halkın savunma ve direniş cephesi oluşturması açısından meydanda gerçekleşen nöbetler anlamlıydı. Günler geçtikçe açığa alınan personeller oldu, tutuklananlar oldu, Kayseri’de darbe provasının yapıldığı öğrenildi, kamuda personeller açığa alındı, Fetullahçı okullar kapatıldı, Fetullah Gülen’in Amerika’dan iadesi istendi, Boğaziçi Köprüsü’nün ismi 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü adıyla değiştirildi, Kayseri’de hareketlilikler devam etti, Kanun Hükmünde Kararnameler yayınlanmaya başlandı, tüm Fethullahçı yapılanmanın tasfiye süreci başladı derken… ‘Demokrasi nöbetleri’ devam ediyordu. Peki Türkiye bunca ciddi gelişmeleri yaşarken ve henüz bana göre kutlamaların yapılması için ortamın oluşmamış olmasına rağmen, düzenlenen konserlerin anlam ve önemi nedir? Neyi kutlamaktayız?

Konserler eğlencedir, sevinçtir, coşkudur veya kutlamadır. Bir yanımızda gerçekler dururken, bir yanımızda yapılan uygulamalar ne kadar çelişkili değil mi? Evet bence bir çelişki. Çünkü daha konserler verilecek bir ‘nomalliğe’ ulaşamadık. Tabii ki meydanlarda duralım, protesto edelim, Türk bayrağı ile sloganlar atalım, ‘Cumhuriyet’ diyelim… Artık bundan sonraki süreçte Türkiye’yi daha zorlu süreç bekliyor bunu görmek zorundayız. Çünkü oluşan kalabalıklar artık uluslararası destek gören terör grupları için birer hedef haline getirilecektir. Meydanlardaki kalabalıkların yeni bir açıklama ile olanca sakinlik içerisinde evlerine dönmeli, hayatın akışı devam etmeli ama duruş yine sergilenmelidir. Belki iyi niyetle düzenleniyordur bu konserler fakat çok sayıda vatandaşla konuştuğumuzda bu eleştirileri onlardan da duymaktayız. Konserlerin, eğlencenin, kutlamaların, parti bayraklarının alanlara girişinin bir süreliğine sonlandırılması düşüncesindeyim. Milli ve herkesi kapsayan bu gelişmelerin tek bir alana kanalize edilmesi, süreç içerisinde rahatsızlıklara ve kamplaşmalara yol açabilir. O yüzden artık konserler ve benzeri etkinlikler yapılmamalı, ülkemizin içerisinde bulunduğu durumun iyi değerlendirilmesi ve buna göre adım atılması gerekir. Kutlamalar yapacağımız günler pek yakındır. Sabırla o günleri beklemeliyiz ki yeni terör tehlikelerine açık olunmamalı ve ‘nöbetlerin’, o kutlu direnişlerin aynılaşarak, halkta bezginlik yaratmasının önüne geçilmelidir. Yaşadıklarımızı partilere mâl etmeden, hep beraber Türkiye safında meydanlarda olalım.