Milyonlara seslenişiyle, hitabetiyle her daim destekçilerini etkileyen Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz gecesi de liderlik vasfını ve farkını ortaya koyarak adete tüm ülkeyi dakikalar içerisinde sokağa dökebildi. Bu vasfıyla süreci iyi yönetti ve tüm farklılıkları bir yere bırakıp o ana baktı. İyide ya lider olmasaydı halk, kendiliğinden bir duruş sergileyerek o ‘birik ve beraberliği’ sağlayabilecek miydi? ‘Vatan nöbeti’nde duran kitleler, zor zamanlarda lidersiz vatanı kurtarabilecekler mi?

Hakikaten zor zamanlardan geçiyoruz. Yayımlanan KHK’lar, gelişmeler, torba yasa ile yapılması planlanan özelleştirmeler, ordunun yapısındaki değişiklikler yarının zor zamanlarının habercisi adeta.  Geçtiğimiz zor zamanları bir şekilde atlatıldı. Mücadeleyle, bekleyişlerle atlattı halk. Ama bu zamanların üstesinden liderin talimatıyla gelindi. Aynı yönetim kadromuz OHAL sürecinde yeni adımlar atmakta. Bu yüzden diyorum ki bu koşulları atlatan Türkiye, aynı lider ve kadrosunun yapılandırdığı yeni sistemin zorluklarında ne yapacak? O zorlukları atlatmak için yine liderin sözüne mi bakacak? 

Atılan adımlara bakınca şunlar göze çarpıyor. Hazırlanan torba yasayla devletin çok sayıda kurumu özelleştirmeye devredilecek. Devlet soyut bir kavram gibi görünüyor olabilir ama devlet bilindiği gibi kurumlarıyla, yapılarıyla, somut varlıklarıyla, toprağıyla, milletiyle vardır. Devleti bu unsurlar oluşturur. Bu yüzden bir devlet altında yaşayacaksak eğer, devletimizin somut varlıklarını da korumamız gerekir. Aksi takdirde hayatın getireceği zorunluluklar bu adımlardan geri adım atmaya itecektir. Türk Tarih Kurumu bile özelleştirmeye veriliyorsa durum çok ciddi anlamındadır. İşte bu kurumlar sırasıyla özelleştirilip elden çıkarılırsa gerisi çorap söküğü misali gelir. Asıl zor günler o günler olur. Ekonomik anlamda, siyasi anlamda, izlenecek yol anlamında çok yönlü problemlere yol açacaktır. Bu problemler içerisinde Türkiye lidersiz tek başına bir şeyler yapabilecek midir? 

Millet devletle, ordusuyla, kurumlarıyla yaşar ve hayatını sürdürür. Milletin dayanağı gücü bunlardır. Bu gücün kırılması demek dağılmak demektir. Dağılmamak ya da başka devletlerin yönetiminde olmamak için, devlete kurumlarına ordusuna iyi bakmamız gerekir. Bu yüzden atılacak tüm adımlarda çok yönlü düşünüp karar vermemiz lazım. Liderin sözüyle sokakları dolduranlar ve  ‘birlik ve beraberlik’ fotoğrafı verenler, lidersiz zamanlarda zorda kalabilir! Her ne kadar birlik beraberlik sürdürülecek gibi görünse de, atılan adımlar zor zamanların habercisi. Umarım daha dikkatli bir şekilde hareket edilir ve kötü günleri fazla etkilenmeden aşarız.