Bir haberci olarak olaya bakarsınız, haber değeri yüksektir, yayınlanmaya duyurulmaya değerlidir. Ona o değeri veren habere konu olan ‘malzemedir.’ Ama bu ‘malzeme’ insan olduğunda ve o insanın hayatı Elif gibi zor ise haberi yapmak daha da zorlaşıyor. Elif Canan…
Henüz hayatın başında sayabiliriz onu. Annesi Gonca hanım… Yıllarını çocuklarına adamış Elif’ine gözü gibi bakan bir anne. Rett sendromuyla yaşamaya çalışan bir kız çocuğunun hayatını haberleştirmek zordu açıkçası. Okuduğunuz üzere Elif’e doktorlar ömür biçiyorlar.
Hayatın tek gerçekliği olan ölüm bu kadar şaka olmazdı aslında! Bir hastalık nasıl durabilir bir çocukta? Annesiyle görüşürken soru sormakta zorlanıyorsunuz. İş gereği duygusallığı bırakmanız gerekiyor fakat göz yaşlarıyla kızını anlatan bir anne karşısında sağlam durmak, cesaret isteyen bir şeydi! Sakin olmak ve onu yıpratmadan üzmeden soruları yöneltmek gerekiyordu!
Çünkü anlatırken Elif’i Gonca hanım, yıllarını ve yaşadığı tüm şeyleri o an gözlerinde yaşıyordu. Zor da olsa gerçekleşti bu haber. Elif Canan’ın yaşamını kendisinden dinlemek isterdik! Ama hayat ona bu rolü vermemiş, yaşamını ve içindeki dünyasını annesinin dilinden duymamızı istemiş gibiydi! Elif bize örnek olsun, Gonca hanım da ders olsun!
Yaşamda karşılaştığımız sorunlarımıza ah vah ederken ne hayatlar yaşandığını aklımıza getirmek gerekiyor.