Bingöl’ün Yayladere İlçesi Dalbasan Köyü Korucu mevkiinde, dün öğleden sonra orman işçilerinin çalıştığı alana gelen eli silahlı bir grup PKK’lı, 25 orman işçisini bir araya topladı. Çalışanların cep telefonlarına el koyarak, bir süre örgüt propagandası yapan PKK’lılar, işçilerin kestiği yaklaşık 20 ton odun ile buradaki 3 aracı ve işçilerin kaldıkları çadırları ateşe verdi. PKK’lılar, yol açma işinde kullanılan kepçenin etrafını mayınladıklarını ve kimsenin yaklaşmaması gerektiğini söyledikten sonra, odun kesme ihalesini alan müteahhiti ve kepçe operatörünü yanlarına alarak, kayıplara karıştı. (15 Haziran 2013 / DHA)

 

“Kuzey Kürdistan”

Türkiye haftasonu 20. gününe giren Gezi Parkı olaylarını ve AKP'nin Ankara ve İstanbul'daki "Milli İradeye Saygı" mitinglerini konuşurken, Güneydoğu'da ilginç gelişmeler oluyor.

 

Geçtiğimiz haftasonu Diyarbakır'da Öcalan'ın isteği üzerine Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından bir konferans düzenledi.

 

Konferansın ismi ise "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı". Türkiye'de ilk kez "Kuzey Kürdistan" ismi ile konferans düzenleniyor. Zira PKK, Kuzey Irak'ı "Güney Kürdistan" diye nitelendirirken, Türkye'nin Güneydoğusu'nu da "Kuzey Kürdistan" olarak tanımlıyordu. İlk kez Diyarbakır'da "Kuzey Kürdistan" ismiyle bir konferans düzenlendi. (17 Haziran 2013 tarihli gazetelerden)

 

Hükümete Uyarıymış!

"Çözüm süreci tıkanmış değil. Hükümetin tarzı ve tutumu çözüm sürecini tıkanmaya doğru götürüyor. Uyarı yapma ihtiyacı hissettim. Çözüm sürecinde ikinci aşama dediğimiz aşama daha hükümet kanadının demokratik barışçıl siyaset kanallarını açma konusunda ödevlerinin olduğu aşamadır. Hükümet üzerine düşenleri yapmada, kamuoyunun beklentilerini karşılayan tutum içerisine girmezse sıkıntı yaşanır. (Selahattin Demirtaş / 19 Haziran 2013 tarihli gazetelerden)

 

Hükümete Tehdit değilmiş!

PKK'nın Kandil'deki lideri Murat Karayılan, Erdoğan'ın 'Teröristbaşı' ifadesine ve bazı KCK'lıların tutuklu olmasına tepki gösterdiği konuşmasında, 'Çözüm sürecinin tıkandığı' ifadesine yer verdi ve "Tehdit etmiyoruz ama..." ibaresiyle Hükümetten TBMM kapanmadan adım atmasını beklediklerini belirtti. TSK'nın sınır hatlarını kontrol etmesine de tepki gösteren Karayılan, "O zaman ben de gerilla güçlerine, “siz de gidin devlet ve güvenlik kuvvetlerini keşfedin, eyleme hazırlanın” diyebilirim. Böyle mi diyelim yani?" dedi. (19 Haziran 2013 tarihli gazetelerden)

 

TSK Teröristlerin nerede olduğunu görmüş!

20 Haziran 2013 Perşembe günü saat 18.40 sularında, içinde Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı ile 3’üncü Tümen Komutanının da bulunduğu komuta heyetini taşıyan Komuta-Kontrol helikopterine (S-70) teröristler tarafından Hakkâri ili Yüksekova ilçesi İkiyaka Dağlarından dört el ateş edilmiş; helikopter kaçınma manevrası yaparak ateş bölgesinden süratle uzaklaşmış ve emniyetli bir şekilde Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlığına inmiştir.

 

Helikopter üzerinde yapılan kontrolde, bir merminin helikopterin sağ kargo ön camından girerek, helikopterin ana kirişlerine hasar verdiği ve kontrol kutusunun üst çeperinde kaldığı tespit edilmiştir. (21 Haziran 2013 TSK Resmî İnternet Sitesi)

 

AKP ile değil Hükümetle…

BDP olarak, AK Parti ile değil hükümetle görüştüklerini dile getiren Demirtaş, "Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüştük" dedi. Demirtaş, "Bugüne kadar çok sayıda görüşme yaptık. Çözüm sürecinin ikinci aşamasında ilk resmi görüşmeyi yaptık. İmralı’ya bu hafta sonu gitmeyi planlıyoruz" dedi. (21 Haziran 2013 tarihli gazetelerden)

 

MHP’nin Duruşu; Devlet Bey diyor ki!

Nevruz günü Diyarbakır’da tek bayrağı dert etmeyen Başbakan’ın şimdilerde herkesi bayrak asmaya çalışması son çırpınışlarıdır. Sayın başbakan sen Türk milletiyle, milliyetçilikle ve son vatanımızla çoktan yollarını ayırdın. Tavsiyem odur ki, utanman kaldıysa önce pişmanlık göstermeli, af dilemeli özür dilemeli sonra da saygınlığıyla oynadığın bayrağı ağzına almalısın.

 

"Türkiye'nin üniter ve milli devlet yapısını ortadan kaldıracak hain faaliyetlerle toplumun dikkatini çekmek ve bir milli mutabakat seferberlik ölçeği içerisinde bu konuyu kökünden kazımak lazımdır. Kimse milleti aldatmasın. Kimse üçüncü dönemi tamamladık, dördüncü döneme talibiz demesin. Kimse hakkı olmadan cumhurbaşkanlığına talip olmasın. Türkiye'yi bölmeye araç olarak kullanılacak bir başkanlık sistemi kavramı, onun yanında bir özerklik, onun yanında federal ve sonunda da adını koydukları Kuzey Kürdistan gibi bağımsız devlet hayallerinden vazgeçilmelidir. Son söz söylenmemiştir. Son sözümüz Taksim'e benzemez." (20-23 Haziran 2013 tarihli gazetelerden)

 

CHP Başbakana soruyor?

TBMM Başkanlığı'na Başbakan Erdoğan'ın yazılı cevaplaması istemiyle bir soru önergesi veren Aytun Çıray, "Barış süreci adını verdiğiniz; Türkiye, Irak, İran ve Suriye'yi bölecek olan bu sürecin asıl nedeni Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yaptığınız gizli petrol anlaşmaları mı? Yandaşlara petrol karşılığında Barzani'ye Kürdistan liderliği sözü verildi mi? Bu çerçevede Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin 6 önemli sahada petrol arama ve çıkarma yetkisi verdiği şirketin adı ve ortakları nedir? Merkezi Bağdat yönetimi Ricciardone aracılığıyla size hangi mesajları gönderdi?" dedi. 

 

Çıray, 8 Haziran 2013 Medyada yeralan ve bugüne kadar yalanlanmayan haberlere göre; 29 Haziran 1999'da silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçuyla idama mahkûm edilmiş, sonra da cezası AB uyum yasaları gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmiş olan Abdullah Öcalan'ın Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'ye yazdığı mektubu sordu. 

 

"PKK terör örgütüne destek niteliği taşıyan söz konusu mektuptan MİT'in ve Başbakan olarak sizin bilginiz var mı, yok mu? Öcalan dört parça Kürdistan'dan söz ediyor. Bu dört parça hangi ülkelerin topraklarında? Biri de Türkiye'de ise hangi coğrafi alanları kapsıyor? Bu mektup, hükümetinizce yürütülen ve aşamalardan oluştuğu PKK liderlerince açıklanan sözde Barış süreci projesinin bir parçası mıdır?" (23 Haziran 2013, http://www.sondakika.com) 

 

ŞİİR

Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil

Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil (Nef’î)

 

TEMBİH

İşlenmesi memnu’ olan şeyin istenmesi dahi memnu’ olur (Mecelle, 35. Madde)