Emekli bir ülkenin onuru ve namusunu temsil eder. Emekli bir başka açıdan bakıldığında şu anki çalışanlardan daha güvenilir ve daha makbul sayılabilir.

Çünkü o görevini tamamlamış yüzünün akıyla bitirmiş görevine en ufak bir şaibe getirmemiş kişidir.

Ancak görevdeki bir memur henüz görevini tamamlamadığı için ne yapacağı hangi suça bulaşacağı belli değildir. 

O yüzden devletin emeklisine yaklaşımı devletin onur ve itibariyle doğru orantılıdır. 

Ama bugün geldiğimiz noktada emekliler 
Adeta kurban edilmiş devletlerine küstürülmüşlerdir.

 Devlet bu emeklilerle zamanı da yaptığı sözleşmenin gereğini yerine getirmemiştir.

O  insanlara verdiği sözü tutmamıştır. O  insanlar görevlerini yaparken emekli olduktan sonra onurlu bir hayat yaşama vaadiyle görevleri yerine getirmişlerdir. Bugün Büyük şehirlerde en basit kiranın 20.000 TL olduğu bir ülkede emekliye 12- 15 bin lira maaş vermek o insanı intihara zorlama ya da dilenciliğe mahkum etmekten başka bir şey değildir. 

Peki bu neden böyle oluyor?

Bir ülke pragmatik bir anlayışla yönetilirse bir ülke birilerini zengin etmek birilerini yoksullaştırmak amacıyla yönetilirse bir bir ülkede adalet arka planı atılmışsa liyakat arka plan atılmışsa olacağı bundan farklı bir şey değildir.

Çünkü denize düşen yılana sarılır misali siz yılana sarılmamak için denize düşmeyeceksiniz. Denize düşmemek için de doğru yoldan ayrılmayacaksınız. Şeytan insana bir hata yaptır ardından o insanı  yüzlerce hatanın  kurbanı yapar.

İlker Kadıoğlu