Ancak şu kadarını söyleyeyim, eğer bir seçilmiş, bir yönetici yaptıkları ve yapacakları için heyecan duyuyorsa, onun başarısız olması mümkün değil.
Mustafa Çelik"i bu anlamda heyecan yüklü olarak gördüm. Seçimlerin üzerinden öyle çok uzun süre geçmemesine rağmen, sorunları kavramış, saha çalışmasını bizzat kendisi yapmış ve sorunlar için de çözüm programlarını oluşturmuş. Zira hangi sorundan bahsetti isem, bu konuda yaptıkları ve başlattıkları çalışmaları özetledi. Hatta gelecekte ortaya çıkacak sıkıntı ve sorunlar için de önceden çözüm programlarını hazırlamış, günü ve zamanı gelince işe başlayacak.
Her fırsatta dile getirmiştim, yeri ve zamanı geldiği için bir kez daha yineliyorum. Kocasinan İlçemizi karpuz gibi ikiye bölen Demiryolunun şehir dışına çıkarılması için yaptırılan alternatif yol tamam. Ama İstasyon yapılmadığı için demiryolu kaderine terkedilmiş bir görüntü arzediyor. Her fırsatta Demiryolu ile övünen milletvekillerimizin, yapılması planlanan Gar Binası ve Lojistik köy için neyi beklediklerini kamuoyuna açıklamalarını bekliyorum. Madem Gar Binasını yapmayacaktınız, milyonlarca lirayı niye alternatif yola gömdünüz sorusu geliyor akla.
Mustafa Çelik"in yapmayı planladığı güzel projeler var. Bunların başında Kentsel Dönüşüm Projesi geliyor. Yamula Barajı kıyısında yapılan çalışmanın yanısıra Bayramhacı Barajı kıyısını jeotermal su kaynaklarını da içine alacak şekilde turizme kazandırmayı amaçlıyor. Ayrıca bölgede yeni kent ormanları, yatay konutlaşma gibi geleceğe dair güzel projeleri var. Sadece bu kadar mı, kent merkezinde temeli önümüzdeki günlerde aynı anda atılacak Mahalle Evleri, semt sakinlerinin nefes alacakları şekilde planlandı. Mahalle Evlerinin hizmete girmesi ile özellikle emekliler, çağdaş mekanlara kavuşacak. Mahalle evlerinde muhtarlıklar için de birimler bulunacak. Kadınlar için yapmayı tasarladığı proje ki, projesi ve maketi bile hazır, tek kelimeyle muhteşem.
Ve aynı günün öğle saatlerinde, Kocasinan Belediyesi eski Başkanı Sayın Bekir Yıldız"ı ziyaret ettim. Bekir Yıldız, her zamanki gibi mütevazi, kültür konusunda hassas, çalışmalarını da Elektrik Üretim Şirketi"nden yürütüyor. Hadi meraklılarına söyleyeyim, sanki 2015 genel seçimlerinden sonra omuzlayacağı önemli göreve de hazır olduğunu hissettim.
Bekir Yıldız ile genel siyaset, Abdullah Gül"ün durumu, paralel yapıyla başlatılan mücadele gibi konuları konuştuk. Sohbetimizden satır başlarını da yine bu günkü gazetemizde bulacaksınız.
Ancak seçimlerden bu yana ortalarda gözükmemesine rağmen, Sayın Yıldız, Ağabeylik konumunu daha da güçlendirmiş, çalışmalarını da ara vermeden devam ettiriyor.
Günün üçüncü ziyaretini Sayın Memduh Büyükkılıç"a planlamıştım. Randevu talebime dönüş olmadığı için bir sonraki güne kaldı diye düşündüm. Ancak akşam saatlerinde Sayın Büyükkılıç bizzat aradı. Biraz sohbet ettik. Sayın Büyükkılıç da, belediye çalışmalarının yoğunluğunun yanısıra, sosyal ilişkilerdeki hassiyetini de sürdürüyor.
Ancak belediyelerde yerli ağırlığı sağlandıktan sonra Sayın büyükkılıç"ın biraz yalnız bırakıldığını hissettiğimi de burada söylemekte yarar görüyorum.
Biz gazeteciler, halkın içinde olduğumuz, yöneticilerle bir araya geldiğimiz ölçüde sorunlar, çözümler konusunda daha güçlü verilerle çıkarız okurun karşısına.
Ancak bir süredir ben bu konuda bir boşluk yaşadım. Bunun nedenini yukardaki özetledim.
Önümüzdeki günlerde yerel siyasetin nabzını daha yakından tutacak, vatandaşla yönetenler arasında köprü olmaya devam edeceğim.
Zira Kayseri devasa bir şehir haline geldi. Yönetenlerin her soruna vakıf olmaları imkansızdır. Yanlışı bizler ortaya koyacak, eksiği bizler dillendireceğiz ki, yönetenler de bu sıkıntılar için önlem alsın.
Bu vesile ile Sayın Çelik ve Sayın Yıldız"ın sıcak konukseverliği, Sayın Büyükkılıç"ın da nezaketi için teşekkür ediyorum.
Zira iyi yönetici, yeri geldiğinde kendisine bir gazete köşesinden yönelen eleştiriyi de hoş karşılayabilmeli, ama "Bu beni eleştirdi" diyerek gazeteciye, siyasetçiye sırt çevirmemelidir.
Her üç isim de, şu ana kadar bunu en iyi şekilde yaptılar.
Dileğim, ispiyoncuların uydurmaları ile, önyargı yüklü hale gelen bazı yöneticiler de bu üç ismi örnek alırlar.