Şeker Fabrikaları kurulurken öncelikle ülkenin şeker ihtiyacı göz önüne alınmış, toprakları pancar üretim kapasitesine sahip olan bölgelerde inşa edilen şeker fabrikaları faaliyete geçtikten sonra da her fabrika kendi yıllık pancar işleme kampanya kapasitesine göre şeker pancarı üretimini gerçekleştirerek faaliyetini sürdürmüştür. Şeker pancarı tarımında üreticiye yapılan faizsiz ayni ve nakdi destekler, çiftçiyi daha fazla pancar ekmeye yöneltince pancar ekimine fabrikaların pancar işleme kapasitelerine göre sınırlama getirilmiş, Şeker Kanunu ile yürürlüğe giren kota sistemi ile de üreticinin A+B kotası kadar pancar ekmesi sağlanmaya çalışılmıştır. A kotası iç piyasaya satılacak olan şeker, B kotası ise savaş, doğal felaket gibi olağanüstü durumlar için üretilip stokta bekletilmesi gereken şekeri ifade eder.

Şeker Fabrikaları, hasat alanlarında üretilecek şeker pancarının içerdiği ortalama şeker varlığına(Digestion’a) göre üreticilerine pancar üretim kotaları vermekte, bu kotadan faza üretilen pancarı da C kotası olarak daha düşük bir bedelle fiyatlandırmaktadır. C kotası olarak üretilen şekeri de fabrikalar, Şekerli maddeler üretip ihraç eden ve Ekonomi Bakanlığından “Dahilde işleme izin belgesi” almış olan firmalara Şeker kurumu tarafından tavsiye edilen fiyatlardan döviz bazlı fiyatlardan satış zorunluluğu getirilmiştir. Şeker şirketlerinin kendilerine tanınan A kotası dışındaki şekeri iç piyasaya satışları daha önce şeker Kurumunun, yeni düzenlemeye göre de Tarım Bakanlığının izni ile yapabileceklerdir.

Kotalı şeker üretimi, iç piyasada Şeker fabrikalarını rahatlatmakta ancak, C kotası şekerin yurt dışına satışının kapalı olup, şekerli madde ihracatçılarının taleplerini beklemeye mecbur olması da yanlış bir uygulamadır. Bazı senelerde pancar üreticisi, diğer tarım ürünlerinde karşılaştığı fiyat ve alıcı yönünden ortaya çıkan belirsizlikler üzerine çaresiz kaldığı için pancar ekimine yönelmekte, pancarını teslim edeceği mevsim ve ürün bedelinin tediye tarihinin belli olması nedeniyle C kotası pancarı da üretmek istemesine rağmen maalesef bu üretime izin verilmemektedir. Halbuki C kotası şekerin ülke dışına satış izni verildiğinde fabrikalar, kendilerine tahsis edilen A+B kotası şeker dışında fabrika işleme kapasitesi müsait olduğunda işleyebileceği ilave miktar C kotası şekeri de satış bağlantısı kuracağı ülkeler için üretse bundan hem çiftçi, hem şeker fabrikası, hem de ülke ekonomisi karlı çıkacaktır. Fabrikalar şeker ihracatı yaptığında C kotası şeker için de imkanları çerçevesinde daha iyi fiyatlar da belirleyebilecektir. Dünyanın en büyük kamış şekeri üreticisi olan Brezilyada milyonlarca ton kamış şekeri üretilmekte ve Londra Şeker borsasında belirlenen fiyatlara göre Dünyanın her yerine satılabilmektedir. Ortadoğu ülkelerinin Brezilyadan satın aldıkları kamış şekeri 3 milyon ton civarındadır, bu pazarı kendi kendimize kapatmanın mantıklı hiçbir izahı yoktur.

Şeker sektörünün dengede olması gereken üç ayağı vardır. 1. Pancar üreticisi 2. tarım servisi 3.İşletme. Bu üç ayaktan birinde problem yaşanması sanayinin devamını tehlikeye koyar. Tarım servisi, Fabrikanın kota miktarı ve işlemeyi hedeflediği kalite ve miktardaki pancarın ekimini sevk ve idare eder, pancarın vegetasyon seyrini takip eder, gerektiği zaman zararlı böcek ve ot mücadelesini koordine eder. Pancarın gelişimini gözlemler ve yeterli olgunluğa ulaşan pancarı, İşletmenin vereceği günlük işleme proğramına göre söktürerek Fabrikaya intikal ettirir. İşletme ise fabrikaya gelen pancarın her araçta kalite kontrolunu yapar, kıyar, pişirir, preslerden geçirerek küsbe ve şurup elde eder, Şurubu da kristal şekere çevirerek torbalar. Bu işlemler esnasında küsbe ve melasa şeker kaçmaması için azami gayreti gösterir. Üretici, Tarım servisi ve İşletmenin uyum içinde çalışması fabrikadaki şeker randımanını yükseltir.

Şeker fabrikalarının üreticisi ile sıcak ve samimi bağlantılar içinde olması fabrikaya ziyadesiyle kazanımlar sağlar. Bunun için de öncelikle üreticinin kazançlı çıkması, hammadde tedariğinin sağlıklı bir şekilde devamını sağlar. İşletme, ürün bedeli, fabrikasyon maliyetleri ve şeker satış fiyatı arasında iyi bir orantı kurarsa üreticisine sözleşmeli olarak diğer bitkisel ve hayvansal ürünlerin de üretimini yaptırabilir. Tüm bunların sonucunda hem üretici, hem şirket hem de ulusal ekonomi kazançlı çıkar.

Hem üreticimizin, hem fabrikaların ve hem de ülkemizin kazançlı çıkması en büyük dileğimizdir.