Ülkemizde çok partili dönemin başından itibaren halkının nabzını okuyamayanlar asla iktidar olamazlar. İstedikleri kadar propaganda, istedikleri kadar bilinç altına hitap eden algı operasyonu yapsınlar milletimizi asla kandıramazlar. Kandırdıklarını sandıkları yıllarda ise, halkımızın kendilerine verdiği oy’un, süreli bir mühlet olduğunu anlayamadıkları için hemen sonraki dönemde ummadıkları cevabı sandıkta aldılar. Özetle ifade etmek gerekirse milletimizin inancını örf ve geleneğini yok sayarak dayatmaları hedefleyenler asla iktidar olamazlar, ve olamayacaklar da.

Cumhurbaşkanlığı Devlet sistemi, halkımızın oylarıyla kabul edildikten sonra hemen hayata geçirilmesi gerekiyordu. Millet ve Devlet düşmanlarının, bu sistemin Devlet idaresinde de hayata geçirilmesini beklemeye dahi tahammülleri kalmadığı için, sahnelemeye çalıştıkları oyunlardan bir şekilde haberdar olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli elinde bir dosya ile Cumhurbaşkanımızı ziyaret ederek en geç Ağustos 2018’de Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin yapılması teklifinde bulundu. Dosya içeriğindeki tehlikelerin somut olduğu görülünce de bu tarih 24 Haziran’a çekilerek seçimler yapıldı.. Halkımız bu seçimlerde vermiş olduğu oylarla iktidara da muhalefete de ciddi mesajlar verdi. Bu mesajları doğru okuyamayanlara 2023 seçimlerinde hak ettikleri cevap mutlaka sandıkta verilecektir.

Bu seçim sonuçları da gösterdi ki halkımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a olan güveni %52.55 oranında devam etmekle birlikte bu güvenin aynı oranda Akparti’ye de devam ettiği söylenemez. Yapılmış olan bunca hizmet yatırımları ve kalkınma hamlesine onay ve destek verilirken yapılmakta olan bazı yanlışların da gözden kaçırılmadığı, bazı illerde milletvekilliğinin babadan oğula geçen saltanata dönüştürüldüğü, halkımızın gözünden kaçmadı. 2015 seçimlerinde %49,5 olan oy oranları bu seçimde %42,50’ye düştü.

Geçmiş yıllarda sınırlarımız içinde terörist beklerken yapılan terör saldırıları sonucu yüzlerce asker ve sivil insanımızı şehit verdik. Günümüzde terörü yuvasında boğma hamlelerine halkımız sandıkta onay verdi ancak kendi üretim potansiyelimizi harekete geçirmeksizin bir takım yandaşların kazancı uğruna gümrüksüz ithalat kapılarının ardına kadar açılması da milletimizin gözünden kaçmadı. Hizmet olan yerde hata da olur. Önemli olan bu hataların farkına varılıp bir an önce düzeltilmesi ve telafi edilmesidir. Nasıl olsa yiyorlar mantığının sonu, sandıktaki hezimettir. Dış politikada da her ne kadar bize dost olmasalar da dost olduklarını iddia eden ülkeler ile ipleri gererek değil, karşılıklı çıkarlar üzerinden dengeler kurarak ilişkilerimizin geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle Türk nüfusun yaşamakta olduğu ülkeler ile olan ilişkilerde ortamı gerecek keskin ifadelerden azami derecede kaçınılması gerekmektedir.

Milletvekili genel seçimlerinde halkımız Akparti ile Milliyetçi Hareket Partisinin çekişmelerden ve çatışmalardan uzak bir şekilde birlikte çalışması gerektiği mesajını vermiştir. Her iki partinin de Devletin ebediyyen Bekası için yapmaları gereken çalışmalarda parti ve yandaş çıkarlarının bir yana bırakılarak ülke ve millet çıkarlarının ön plana alınması gerekmektedir. Halkımız, cumhuriyet tarihimiz boyunca yaşanmış olan ihmal ve ihanetlerin bir an önce telafisini beklemektedir. Alt yapı ve hizmet sektörü gelişirken üstün teknoloji ürünlerinin de öz kaynaklarımızla üretilmesi istenmekte, çifti, küçük esnaf ve sanayicimizin de reel desteklerle ülke kalkınmasındaki paylarının artırılması beklenmektedir.

CHP, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu seçimde de halkımızın nabzını iyi okuyamamıştır. Seçmenin karşısına yapacakları ile değil de yıkacakları ile çıkmıştır. Apo’nun heykelini dikeceklerini iddia eden pkk’nın siyasi temsilcisi Selahattin Demirtaşı cezaevinden çıkararak cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağını iddia etmesi hoş karşılanmamıştır. CHP’nin oy desteği ile terör temsilcisi olan bir partiye barajı aşma fırsatı vereceği iddiaları yanında hdp’ye de oy istemesi yanında, sonuçta doğu ve Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımızın sandığa gömmek üzere olduğu terör yandaşı bir partiye CHP telkinleriyle verildiği tahmin edilen %3.5 oyla 67 milletvekili kazandırarak meclise girme fırsatı hediye edilmiştir. Terörün en büyük zararını Doğu ve Güneydoğudaki vatandaşlarımız görmesine rağmen bazı illerde yüksek oy oranlarıyla milletvekili çıkarmaları da üzerinde ciddi olarak düşünülmesi gereken bir konudur. Pkk’nın doğudaki halkımız üzerindeki korku gölgesi halen mevcut olduğu anlaşıldığından, yapılmakta olan operasyonların şiddeti artırılarak, bir önce terörün kökünün kazınması gerekmektedir. Kendilerine oy vermeyen vatandaşlarımızın pkk tarafından infaz edilmekte olduklarını maalesef gazetelerde görmekteyiz.

Saadet Partisi başkanı Temel Karamollaoğlunun, parti teşkilatlarının tepkilerini görmezden gelerek girmiş olduğu ittifak sonucu CHP’ye kazandırdığı 15 milletvekiline karşın, kendisi dahi seçilememiş ve partisi siyaset tarihimizin sayfalarına gömülmüştür.

İYİ Parti ise, MHP’nin barajı aşmasını engelleyemediği gibi, MHP’den koparabildikleri yanında eski Doğruyol ve Anavatan partililerle seçim barajını aşarak 44 milletvekili ile mecliste grup kurma hakkını kazanmıştır. Akşener’in milletvekili olmamasının ilerde bir çok sıkıntılara sebep olacağı muhakkaktır.

Seçimlerimiz Devletimize ve Milletimize hayırlı olsun