konuştukları ile uyguladıkları farklı kişilik olabilirler. Maurice Barres derki; siyasetçi bir cambazdır, dengesini söylediklerinin tersini yaparak bulur. Doğru söze ne denir. Son olarak sosyal medyaya çıkan ses kayıtları, bu sözün yanlış olmadığını göstermektedir. Radyo programlarımda olsun, burada köşe yazarken veya toplum içerisinde konuşurken hiçbir zaman taraf olmadım olmayacağımda.

 

 

Benimde feyz aldığım değerli insanlara karşı sorumluluklarım var. Empoze eden bir kişilik olmaktan daha çok, alternatifçi olmayı tercih ederim. Siyasetçi olmak zor iş, lakin verilen görevin sorumluluğunu taşımak gerekir. Bu görevi milletin sana vermiş ise bunu kendi çıkarların için değil, devletin ve milletin hayrına kullanmak gerekir. Şimdiki siyasetçilerimizin bunları ne kadar yaptıkları siz değerli okurlarımın tasarrufundadır.

Gelin görün ki edebiyatçı ve sanatçı siyasetçiye benzemez. Edebiyatçı ve sanatçı, siyasetçinin aksine söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen insandır. Birbirleri ile çok fazla çelişmezler, çatışmazlar. Fakat bugün köşe yazan veya ekranlardan konuşan edebiyatçı ve sanatçı kişiliklerin taraflı konuşmaları ve konuştuklarını toplum içinde olduklarını unutarak yapmaları beni bir hayli düşünmeye sevk eder oldu. Çünkü tarafsız düşünen kişi izlemek ve takip etmek benim için önemlidir. O kişilikler ilkelidirler, sorumluluk sahibidirler, bir şeyleri sorgularken vicdanlıdırlar ve bu durumlarından asla ödün vermezler.

 

 

Beni ürküten ve umutsuzluğa iten unsur ise tarafsız düşünen insanların toplumda kaybolmasıdır. Şu günlerde kendisinin her konuya vakıf olduğunu düşünen ve kendisini göstermeye çalışan edebiyatçı ve sanatçı furyasından artık sıkılır olduk. Konuşmalarında birbirileri ile ortak bir fikirde buluşamayan bunca kişiliklerin sayesinde, tartışmalar içinde boğulup gidiyoruz. Kolay değil topluma hitap edebilmek ve toplum dili ile konuşmak.

 

 

İyi bir edebiyatçı veya sanatçı olabilirsiniz lakin toplum dilini bilmezseniz toplumun sizi anlamasını beklemek sayısal lotodan ikramiye çıkmasını beklemek gibi bir şey olur.

Konfüçyüs ne demiş? Eğitimli insanlar baktıklarında berrak görmeyi düşünürler, Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler, Görünüşleri bakımından sıcak olmayı düşünürler, Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler, Konuşmalarında doğru olmayı düşünürler, İşlerinde ciddi olmayı düşünürler, Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler. Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler. Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler."  

 

Sonuç olarak; Gereksiz tartışmalara ve akıl hocalığı yapmaya gerek yok. İNSAN olmak yeterli.