1. Arazi Toplulaştırma usul ve yöntemlerindeki bazı yanlışlıklar sonucu ortaya çıkardığı ihtilaflar nedeniyle hem adliyelerimizin yargı yükü artmakta, hem de çiftçimiz yine bir sürü parçalı tarladan kurtulamamaktadır. En kısa zamanda uzman kişiler ve çiftçi temsilcileriyle birlikte oluşturulacak kurullarda bu sistemi rehabilite edecek yöntemler tartışılıp reel çözümler ortaya konulmalıdır.

3.Tarlasını ipotek vererek borçlanan çiftçi borcunu ödeyemediğinde arazi toplulaştırma çalışmaları olan köylerde haczen satışı yapılamayan tarlaların, toplulaştırma tamamlandıktan sonra da haczen satışı rahatlıkla yapılabilmektedir. Bu satışlar yasal düzenlemelerle engellenmeli ve çiftçinin diğer özel bankalara tarla ipoteği karşılığı yapmış olduğu borçlanmalarının T.C. Ziraat bankasına aktarılıp faizde Devlet sübvansiyonu da uygulanarak yıldan yıla ödenebilecek uygun taksitlerle yapılandırılarak bu tarlaların yeniden çiftçiye kazandırılmaları sağlanmalıdır. Özellikle kıraç arazi şartlarında tarım yapan çiftçilerimiz kurak geçen yıllarda özel bankalardan almış oldukları kredileri maalesef ödeyemedikleri için ipotek vermiş oldukları arazileri, özel bankaların varlık şirketlerine geçmiş bulunmaktadır. Toplulaştırması tamamlanmış olan köylerde bu arazilerin bir takım yabancı tarım şirketleri tarafından satın alınarak dikenli tellerle çevrilmesi ve bu arazilerde modern yöntemlerle makineli tarıma geçilmesi halinde tarlalarını bu şirketlere kaptıran çiftçiler bu arazilerde işçi dahi olamayacaklardır. Bu konu mevcut haliyle stratejik yönden de çok tehlikeli bir pozisyona girmiş olduğundan acilen bu konuda sağlıklı bir çözüm üretilmelidir. Günümüzde İsrail devletinin üzerinde bulunduğu toprakların vaktiyle Filistinlilere ait iken benzer yöntemlerle Yahudilerin eline geçtiği, Filistinlilerin vaktiyle kendilerine ait olan topraklarda mülteci durumuna düştükleri asla unutulmamalıdır.

4.Tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği, çoğu zaman üreticiye pazarda rekabet şansı tanımamaktadır. Tarımsal üretimde önemli bir yer tutan enerji giderlerinde maalesef çiftçi haksızlığa uğramaktadır. Lüks deniz yatları ile İş adamlarımıza ait olan iş jetlerinin akaryakıtı ÖTV’den muaf tutulurken çiftçimiz hem ÖTV ve hem de KDV ödemektedir. Tarımsal üretimde önemli bir yer tutan enerji giderlerinin çiftçimizin sırtına yüklediği yük hafifletilmelidir. Tarımsal üretimde kullanılan tarımsal kredi, kimyevi gübre, tarım ilaçları, akaryakıt ve elektrik giderleri Devlet tarafından faiz indirimi ve hibelerle desteklenerek tarım ürünleri maliyetleri aşağıya çekilmelidir. Tarım ürünleri ithal etmek zorunda kaldığımız ülkelerdeki üreticiler, ziyadesiyle destek gördükleri için ürün satış fiyatları ülkemize göre düşük olmaktadır. Açık bir örnek vermek gerekirse Avrupa ve kıta Amerikasında gıda maddeleri ihracatçısı ülkelerde 100 birim tarım ürünleri maliyetinin asgari 25-30 birimi hibeler ile desteklenirken bizim ülkemizdeki bu destekler 100 birim içinde 5 birimi dahi bulmamaktadır. Tarımsal üretimimin desteklenmesiyle ortaya çıkacak olan ucuzluk tüketicimizi de rahatlatacaktır. Yapılacak olan hibe ve desteklerin, akaryakıt, ilaç, gübre gibi girdi faturaları ile müstahsil fişi ve fatura gibi somut belgeler üzerinden yapılma yöntemleri araştırılmalıdır. Gerek İPARD, gerekse Tarımsal Kalkınma Hibe ve Desteklerinin kriterleri sağlıklı sonuçlar ortaya çıkarmadığı için mutlaka gözden geçirilmelidir. Bir örnek vermek gerekirse İPARD hibe ve desteklerinden Sivas, Yozgat, Nevşehir illeri faydalanırken Kayseri çiftçisi bu hibe ve desteklerden faydalanamamaktadır. Bu durum yıllardan beri bu şekliyle devam etmekte olduğundan Kayseri çiftçisi mağdur edilmektedir. Kayseri merkezine bağlı köyler ile ilçelerinde ve köylerinde yaşamakta olan çiftçiler, Sivas, Yozgat ve Nevşehir çiftçisine göre çok mu daha gelişmiştir? Akkışla, Felahiye, Özvatan, Sarıoğlan, Tomarza, Develi Yahyalı, Yeşilhisar ve İncesu çiftçisi çok gelişmiş olup, Devlet destek ve hibelerinden faydalanmaya ihtiyaç duymamakta olduğunu hangi insaf ve vijdan ile açıklanabilir. Acilen İPARD hibe ve destek kriterleri gözden geçirilerek reel çözümler ortaya konulmalı ve Kayseri çiftçisinin yıllardan beri süre gelen mağduriyeti giderilmelidir. Diğer illerde de benzer mağduriyetler varsa acilen çözüm üretilmelidir.

5.Tarım ürünlerinin tarla ile Pazar arasındaki fahiş fiyat farkları, maalesef kötü niyetli spekülatörlerin üreticilerden aldıkları ürünleri pazarlara taşımayarak stok yapmalarından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde üretimi yapılmakta olan bütün tarım ürünlerinde çiftçi birlikleri oluşturularak, pazarlamanın bu birlikler vasıtasıyla yapılması, üretici birliklerinin gerek kent merkezlerinde açacakları tarım marketleri, gerekse kuracakları iç ve dış piyasa pazarlama ağı vasıtasıyla ürünlerini pazarlamaları halinde de kötü niyetli spekülatörlerin stok yaparak haksız kazanç sağlamalarının da önüne geçilmiş olacaktır. Üretilen ürünlerin mevsiminde pazara intikali Devletçe takip edilmeli, aracılar tarafından stok yapıldığı durumlarda da derhal ithalat kapısı aralanarak gereksiz stokçuluğun önüne geçilmelidir.