İnsan hafızasının unutmak gibi bir özrü var. Bir nevi zihinsel engelliyiz diyebiliriz. Hatırlamamız gereken şeyleri tam lazım oldukları zamanda unutuyoruz.

Bu sadece bizim için değil. Dünyadaki tüm insanlar için geçerlli. Bayramlar ve anma günleri hatırlamak içindir. Hafıza tazelemek gerekir çünkü. Hatırda tutmamız gereken önemli şeyleri yeniden hatırlamak önemlidir.

Atasözümüz sü uyur düşman uyumaz demiş. Bu şu anlama geliyor. Değerlerimizin başında nöbet tutmamız gerekiyor. Çünkü bizim unutmak uyumak demektir. Özellikle düşman uyanıkken, düşman hatırında tutarken, düşman bizim boş bulunmamız için fırsat bekliyor. Hal böyleyken unutursak, uyursak baskın yeriz. Gafil avlanırız.

30 Ağustos Zafer bayramı böyle bir gün. Bu zaferi bize armağan edenlerin çoğu savaş meydanında şehit oldu. Geri kalanlar da ömürelerini tamamladılar. Aramızdan ayrıldılar. O günleri biz yaşamadık. Yaşayanların canlı tanıklığından da artık mahrumuz. Ama 30 Ağustos bizim bu gün özgür insanlar halinde yaşamamızın en önemli dönüm noktalarından biri.

Büyük Taarruzda bu topraklar için, vatan için, millet için, hürriyet için canını verenler ne için savaştı? Bir an düşünmek lazım. Bu insanlar bir futbol takımının fanatiği oldukları için savaşmadıllar. Bir parti, bir dernek, bir cemaat, bir mezhep için savaşmadılar. Belki normal bir hayat yaşama imkanları olsaydı onlar da kendi aralarında anlaşmazlığa düşeceklerdi. Belki tartışacaklardı. Araları bozulacaktı. Birbirlerini sevmeyeceklerdi belki de. Ama onlar düşmanı karşılarında buldular. Çizmeleriyle vatan topraklarını çiğneyen düşmanlar. Yaşlı, kadın, çocuk demeden öldüren, her yeri yakıp yıkan, ocakları söndüren bir düşman.

İşte o düşmanla karşı karşıya kaldıklarında aralarındaki bütün husumetleri bir kenara bıraktılar. Aynı cephede, aynı vatan millet sevgisiyle, aynı düşmana karşı birlik oldular.

26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Atatürk kamutasındaki Türk ordusu Büyük Taarruza başladı. Bu büyük mücadele 30 Ağustos’ta zaferle taçlandı. Ağustos ayı Türk Milletinin zaferler ayıdır. 30 Ağustos da Türk tarihindeki en büyük zaferlerden biri olarak haklı yerini kazandı.

Kimilerinin hiç hoşuna gitmese bile bizler böyle günlerde yaşadığımız saldırıları, düşmanlarımızı hatırlayacağız. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı coşkuyla kutlayarak birlik ve beraberliğimizin önemini bir kez daha anlayacağız. Bu zafere komuda eden Başkumandan Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi hatırlayacağız. Hürriyetimizin, vatanımızın kıymetini bileceğiz. Eğer unutursak o gün kazandığımız zaferin bir anlalmı kalmayacak. Eğer devir aldığımız vatanı, onun başında tuttuğumuz nöbeti unutursak bilelim ki fırsat kollayan düşmanlar hazır bekliyor.

Uyumak gaflet, unutmak dalalet, bile bile görmezden gelmek ihanettir. Uyanık olalım, unutmayalım ve kendi tarihimize ihanet etmeyelim. Birlik ve beraberlik içinde kalalım. Bize düşen budur.