Gezi esnasında, En çok dikkatimi çekense, teröristlerce yağmalanmış geleceklerine, kurşun izi ile donatılmış bina duvarlarına, onca hainliğine rağmen oralarda var olmayı seçmeleri. İnanın yaşam olanakları olarak oldukça kısıtlı şehirler. Özellikle Mardin'in doğusundan itibaren...

Okul duvarları taranmış acımasızca, hastane duvarları, yaşadıkları evlerin duvarları...

****

Peki ya, maddi zarar mı sadece? Manevi alanda oldukça hırpalanmış gördüm, özellikle çocukları...

İfade özgürlüğü elinden alınmış, istek ve dileklerini dillendirmeyen gelecekler, okullara öğretmenler atanmış ama yaşam endişesi yüzünden gelememişler ya da erken ayrılmışlar, eğitimsizliğe mahkum edilmiş bir nesil.

Daha Türkçeyi bilmiyorlar, Türkiye Cumhuriyetinde yaşıyorlar lakin ana dili kavrayamamışlar...

****

Kırıcı, oldukça. Mahrumiyete mahkum edilmiş, onca insan.

****

Doğu içe dönüşü ifade ediyor bence, doğu kültürü, bir çok manevi zenginliğin üzerine inşa edilmiş ve ne yazık ki birçok yağmadan dolayı bozulmalara, suiistimale ve taklitçiliğe gebe kalmış.

****

Canımı en çok acıtan şey ise, eğitimden mahrum bırakılması, eğitimcinin, eğitimi tam manasıyla icra edememesi. Zehir gibi zihinleri olan onlarca çocuk ama öğretmenleri onlara bir şey aktaramıyor çünkü Türkçe bilmiyorlar. Bu konuda ise ciddi çalışmalar gerekiyor.

Hem ailelere, hemde eğitim hususunda düzenleme yapan tüm mercilere...

****

Her işin başı eğitimden geçiyor. Okumak neden ilk emir?

Çünkü ne gelirse cehaletten gelir...

****

Ayrıca bir söz duydum geçenlerde ne denli hoşuma gitti anlatamam;

"Doğu; Gönül’ün, aşkın, hayalin vatanıdır."