olduğu sonucuna varılabilir.

 Hilmi Yavuz’un başta kendini ve entelijansı kimlik, gelenek ve kültür çizgisinde sorgulayan bi r tavırla sorumluluk alması belki de çağdaşlarıyla onu ayıran en belirgin özelliğidir. O, geçmişiyle bağını koparan, bir nevi kimliksizleşmeyi kimlik edinenleri tufan öncesi gemiye çağıran havaridir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Onun “kimlik sonnet’si” şiirinde:

 

 

 

 

“kimliğim öldü benim, çoktan geçtim adımdan,

 

 

 ah, başka bir şey değilim aynalarımdan...”

Haykırışı bu kavramların ondaki karşılığına ışık olacak cinstendir.

 

 

Biz kimliğimizin olmazsa olmazı mazimizi yani başka bir ifadeyle varoluş tarihimizi aklayarak mı, yoksa atlayarak mı yazacağız!

 

 

Neredeyse Tanzimat’tan sonraki süreçte hep bu ikilemde bırakılmışız. İşte burada Hilmi Yavuz bizi itidale dahası imtidad’a çağırır ve şunu söyler: “İmtidad’ın durduğu yerde başkalaşım yeni bir kimlik olarak ortaya çıkar.”

 

 

Bizde yeni kimlik arayışı kendi kültürel gerçeklerimizden yola çıkılarak değil, adeta yeni hayat şekilleri ortaya koymak idealiyle kurgulanmıştır. Bu kurgu Doğu – Batı ikiliği şeklinde zihinsel bir bulanıklılığa sebep olmuştur. Bu da bizi, geçmişiyle bağ kuramayan ve mevcudu en sığ şekliyle algılayabilen kolektif şuurdan uzak bireyler kılmıştır.

 

 

 

 

-“...

 

 

birlikte olduğumuz, ah, o ürkünç bedende

bakarken kendimize, sevişen günlerimiz

birer birer görünüp dibe çöker, ah, kısır

bir yolculuk bizimki... hani durak, yol nerde?” (kimlik sonnet’si)

 

 

Burada o ürkünç beden Doğu-Batı ikiliğinin ta kendisidir. “Sevişen günler” metaforuyla anlatılan kişilikli bir geçmişin bilinçaltındaki gel gitleridir. Ama kısır ve bilinçsiz bir yolculuktur onunki. Ne yolun farkındadır ne de durakların. 

 

 

 

 

Bizimle kaybettiklerimiz arasında tüm köprüler uçurulmuş, karakter kayması, Karakter Nakline dönüşmüş müdür?

 

 

 

 

Yani, bir nevi egemenlerin kontrolünü kolaylaştırıcı prangalar zihin dünyamızda parıldıyor da biz bunları ziynet mi sanıyoruz?

 

 

 

 

Ve son noktayı çok trajik bir ifadeyle koyar şair:

 

 

 

 

“kimliğim öldü benim, çoktan geçtim adımdan”