Her daim bizi uyaran üslubuyla, bize ebedi saadeti hatırlattı.

“Fani bir dünyada, toprak olacak bir bedenle ne kadar yol alabilirsin? Bir kibrit çöpü canını yakmak için kâfi gelirken nedir bu soytarılığa varan kavgan” hatırlatmalarını her daim yaptı.

Hemen aklıma Ali Birinci Beyin naklettiği merhum Nurettin Topçu’nun sıklıkla tekrar ettiği şu fıkra geliverdi:

Fıkra malum, Bektaşi’ye;
“Gömleğinin yakası kirli, yıkasana” demişler.
“Kirlenir” diye karşılık vermiş.
“Yıkarsın” demişler,
“Kirlenir” demiş, tekrar.
“Kirlendikçe yıkarsın” dediklerinde daha fazla dayanamamış:
“Yahu erenler biz bu dünyaya gömlek yakası yıkamaya mı geldik” demiş.

Fıkra üzerinden bize asıl derdimizi anlatmaya çalışan merhum Nurettin Topçu’ya göre “Gömlek yakasını yıkamak” bizi şımarık ve yılışık kılan, benliğimizi yok sayan dünya ile meşgul olmak değildi de neydi. Bizi; heves ettiğimiz şeyler değil, reddettiğimiz, yüz çevirdiğimiz, bazen ruhumuzdan cesedimizi soyunup arkamıza bakmadan yürüdüğümüz şeyler değerli kılar. Efsane yapar. Tarih yazar. İşte o adamlardan, şehrimizin yetiştirdiği büyük insan merhum Zeki Soyak Hoca efendinin “Müslüman’ın bir duruşu olmalı” dediği anı hiç unutamam.
Bir duruşumuz var mı?
Biz ki, maddeye karşı bilinçli bir köleliği seçip, servet ve şöhrete talip olmadık mı?
Adam olma şuuruna söven, gülücükler dağıtırken değerlerimizi sömüren ahlaksız Noel Baba kılıklı laf ebelerine karşı; fikri bir uyanışın içinde olmak, her daim uyanık kalmak ve uyanmak istidadı olanları uyarmak bize bir vazife olmaktan öte, nefsimizi ve neslimizi kurtaracak bir ip ve sıbga değil mi?

Yürüdüğümüz yollara dökülen, muhtemel ki dökülmeye de devam edilecek dikenleri gücendirmeden hak bildiğimiz yolda yürüyeceğiz. Önümüze barikat kuranlara dönüp, “Tezekten barikat olmaz, çekin kirli bedenlerinizi önümüzden” demeyeceğiz. Sükût edeceğiz.

Lakin susarken bile sesimiz gür çıkacak. Erdemden bahsederken, alçakça işledikleri karakter cinayetlerini meşru ve mubah gösterenlerle olacak kavgamız. Ama önce kendi nefsimizle savaşacağız. Zulme susmadık, dilsiz şeytan olmadık. Bundan sonra da üç beş soytarının hatırına susmayacağız. Ey Müslüman söyleyecek hak bir sözün ve durduğun bir yer olmalı!

La tahzen innallahe meane!
“Şüphesiz ki Allah bize yeter!”