Böyle bir şey çıkıyor ortaya. Buradaki problem aslında dilimizde tarihten beri getirdiğimiz nazal N harfinin alfabede ifadesini bulamamasından kaynaklanıyor. Tabii Latin alfabesinin Türkçe’ye daha uygun olduğu, Türkçenin yazıldığı gibi okunduğu ve benzeri şekilde resmi ideolojinin Türk milletine de vaktiyle dayattığı teorinin gerçeği ifade etmediği çok basit bir şekilde ortaya çıkıyor. Demekki Latin alfabesinden belli harfleri seçerek ve Ğ, Ç, Ş kendimize göre transkrip ederek oluşturduğumuz alfabede gözle görülür problemler en baştan beri mevcuttu.
Dönem itibariyla itiraz etmek, hatta dilimiz elden gitti diye dağa çıkmak aklımıza bile gelmedi. Bütün problemlerine, elimizden alıp götürdüğü onca birikime rağmen kabul edildiği günden beri Latin alfabesinden uyarlanan şu anki alfabemizle okuduk, yazdık, aradan geçen yıllar boyunca ne kadar birikim husule geliyorsa eserler ortaya koyduk.
Hafta başında açıklanan demokratikleşme paketinde en çok tepki çeken hususlardan biri Q, X, W ve harflerinin kullanımıyla ilgili yasaklamaların ortadan kaldırılmasıyla ilgiliydi. Tam da burada aslında tartışmaya değer bile olmayan bir mesele üzerinden, hayretler içerisinde milliyetçilik damarı kabaranlarla karşılaştık.
Sanki Q, X, W harfleri müstakil bir Kürt alfabesinin, hatta daha ötesinde PKK’nın ideolojisini temsil eden bir Kürt alfabesinin harfleriymiş gibi bu harflere savaş açanlara tanıklık ettik, ediyoruz. Öyle ki, bu harfleri kabul etmek, milli bir alfabe kullanıyormuşuz da bu harfleri kabul ederek o alfabeye ihanet ediliyormuş gibi bir iddia var.
İşte buradaki akıl tutulmasına (nezaketi elden bırakmamak için ahmaklık demiyorum) hayret etmemek benim elimden gelmiyor. Nasıl bir mantık işleyişi bu üç harfe böyle bir cephe açıyor, nasıl bir izan Türk milliyetçiliğinin hassasiyetlerini bu üç harfe indirgeyebiliyor. Eğer Türk milliyetçiliği böyle bir mantığı kaçınılmaz kılıyorsa koskoca bir Türk milletinin komple zeka testine tabi tutulmaları, belki de eğitim sisteminin zeka özürlüler seviyesine indirilerek yeniden düzenlenmesi gerekir bana sorarsanız.
Kardeşim, savunduğunuz alfabe Türk alfabesi değil. Latin alfabesi. Göktürk anıtları bu alfabeyle yazılmadı. Orhun abideleri bu alfabeyle yazılmadı. Binlerce yıllık Türk tarihinde kapladığı yer itibarıyla bu alfabenin esamisi bile okunmaz.
Beğenmediğiniz Arap/Fars alfabesini bin yıl kullandık. Atatürk o alfabeyle okuma öğrendi, mahalle mektebinde o alfabeyi öğrendi, askeri lisede o alfabeyle eğitim öğretim gördü. Mektuplarını, Nutuk’un bir kısmını o alfabeyle yazdı. Böyle bir alfabeden bir gecede vazgeçtik. Sırf Atatürk istedi diye, kimi karşı çıkamadığı, kimi sevdiği, kimi saygı duyduğu için Bir gecede bin yıllık alfabeden vazgeçtik biz.
1 Kasım 1928’de kabul edilen 353 sayılı "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun"u gereğince kullandığımız bu alfabede o günlerde de tartışılan harflerden biri yeniden gündeme geldi. O vakte kadar alfabemizde yer alan kaf ve kef harflerinin yerine Q ve K harfleri önerilmişti. Fakat Falih Rıfkı Atay’ın anılarında belirttiği nedenle Atatürk Q harfinin alfabede yer almasını istememişti. Ben o sebebi burada anlatmıyorum. Merak eden varsa araştırsın baksın.
Geldiğimiz an itibarıyla başta Q harfinin alfabede yer alıp almamasıyla ilgili sorun zaten ortadan kalkmıştır. İkincisi her ne kadar Kaf ve Kef harfleri 85 yıldır alfabemizde ayrı ayrı ifade idelemiyor olsa da dilimizde bu harfler varlığını korumaktadır. Dolayısıyla Q harfinin alfabemizde yerini almasını Kürtlere verilmiş bir taviz olmaktan ziyade Türkçe’nin bir kazanımı olarak görmek çok mu anlamsız, çok mu zor.
X harfine gelince. Bu harf eski alfabemizde bulunan ve dilimizde zaten kullanmaya devam ettiğimiz, hırıltılı H harfine karşılık geliyor. Mesela bir Kayserili, elinde olmayan sebeplerle “yok” kelimesini bir İstanbullu gibi telaffuz edemiyor. Çünkü oradaki k harfi aslında hırıltılı H’dir. Dolayısıyla konuşurken yox diyor ama yazarken yok yazmak zorunda kalıyor. W harfiyle V arasındaki nüans gündelik dilimizde herhangi bir anlam problemi oluşturmadığı için üzerinde bile durmuyorum.
Sonuç olarak 90’lı yıllarda Azeriler Kril alfabesinden Latin alfabesine geçerken gündeme gelen Türk dünyasında ortak bir alfabe oluşturulması konusu bugünküne benzer tepkiler nedeniyle akamete uğramıştı. Ama Azeriler bu problemi rahatlıkla aştılar. Dillerinde kullandıkları sesleri kullanmaya başladıkları Latin alfabesine uyarladılar. Herhangi bir Azeri internet sitesine girilip anlatmak istediğim orada görülebilir. İşin garibi şu Latin’in derdi Türk’ü gerdi. Var mı böyle bir mantık...