Kimi zaman da suskunluğa. Konuşanların kendilerini bir nebze anlatabildiklerini sanmaları, onlara huzur verse de, aslında ileriki zamanlarda yaşayacakları hüsranlar,  kendilerini yeterince ifade edemediklerini görünce, hayata olan pozitif bakışlarını, birden negatifleşiyor.
Hayat gerçeklere dayanır. Hayat içinde hayal kurmak olmaz mı? Tabi ki olabilir. Gerçekleşmesi mümkün hayalleri kurup bunları hayata geçirmek yerine, nerede olması imkânsız hayal varsa onu düşünmekten zevk alırız. İşte kurulan hayal uç olunca, yaşanacak acıda o derece sert ve acımasız olabiliyor. Gariplik şurada biz bu acıları zevk olarak algılamaktan geri kalmıyoruz. Hayatı acımasız ilan ediyor, isyankâr bir hayata merhaba diyoruz. Hayata isyan kadere isyana da davetiye çıkarıyor. Neden kadere isyan ederiz? Kaderimizin yazısı bellidir. Farklı bir sözle söyleyecek olursak, herkes kaderini kendi yazar. İnsanlar hayata isyan ederken, kadere de isyan edince toplumsal karmaşa başlamış oluyor. Toplumun içinde kendisini yok gören insan, asiliği ile ön plana çıkmaya çalışınca, toplum yaşadığı olumsuz bu yaklaşıma tepki veriyor haliyle. Toplumun vermiş olduğu tepki, kendini ifade etmeye çalışan insanı değişik arayışlara itiyor. İşte bu insan alkol, uyuşturucu ve yasa dışı işlere karışabiliyor. Toplumdan tepki almış insanımız kendini yalnızlığın içinde buluyor, sıhhatli düşünmemeye başlıyor ve saldırgan tavırları ile topluma ve haberi olmadan kendisine zarar vermeye başlıyor.
Peki, bu insanımız nasıl geldi buraya? Kaderi mi? Aile yaşantısı mı?
Kader illaki var. Ama aile gerçeği yadsınamaz. Aile; bu toplumun en önemli değeridir. Aile içinde yaşanan olumsuzluklar direkt olarak topluma yansıma yapacaktır. Ne kadar fazla aile içi kavga tartışma olursa, aynı derecede toplumsal stres ve gerginlik kaçınılmaz olur. Anne ve babaların bu toplumsal görevlerinin farkında olmamaları, yadsınamaz bir tehlike olarak karşımıza çıkacaktır. Aile bireyleri gelişen bu toplumsal hareketleri yakından takip edip, çocuklarını gelenek ve göreneklerine göre yetiştirdikleri takdir de, hem gelişmiş bir toplum hem de gelenekçi bir toplum yaratmış oluruz.
Son yaşadıklarımız öğrenci olayları işte bu karmaşık aile yapımızdan kaynaklanıyor. Çocuklarımıza yeterli zamanı, yeterli ilgiyi göstermezsek, başkaları bu işi fazlası ile yapacaktır. Çocuklar başkalarından görmüş oldukları bu ilgi ile, kendilerini daha iyi anlattıklarını, toplumda daha saygın olduklarını düşünecek, kendisine ilgi gösteren grup ve kişilere daha yakın olacaktır. Bu yakınlık toplum içerisindeki yaşanan terör olaylarının, faili meçhul olayların patlamasına sebep olacaktır. İşte daha sonra eyvah dememek için, biraz daha hassas olmamız gerektiğini idrak etmemiz lazım.
Aile olarak; önümüze doğru bakmaz isek, fırsatçı insanlara gruplara olanak sağlarsak, hayatı hafife alırsak, zamanı doğru tedbirleri almaz isek, her sabah uyandığımızda ölüme merhaba demeyi ihmal etmeyin.
Huzurla Kalın.