27 mayıs 1960 ihtilalı, 12mart 1971 muhtırası, 12 eylül 1980 darbesi, 28 şubat 1999 post modern darbesi, 14-15 nisan 1997 cumhuriyet mitingleri... 1921 de başlayan Koçgiri isyanı ile PKK belası, sırayla devam etti. Tarihte yaşanan bu olaylar ülkemize insanlarımıza tamiri mümkün olmayan derin yaralar açtı.

Arap baharlarından sonra; Türkiye’nin  Ortadoğuya  siyaseten hakim olmaya başlaması, başka ülkeleri rahatsız etmeye başladı. Güçlü bir iktidar hükümetin başında. Ülkemizde geçmişteki gibi tek tip medya yok. İnsanlar değişik kanallardan rahat olarak bilgiye ulaşabiliyor. Her ne kadar bizlere yansımasa da ekonomistlere göre  ülkenin mali durumu da güçlü. Bunun için Türkiye’yi karıştırmak isteyen güçlerin işi çok zordu. 

Alevi, Sünni  çatışması, Kürt, Türk çatışması  vs. denemeleri başarılı olmadı. Çünkü halk iyice bilinçlenmişti. 

Mayıs 2013 günü bir duvarının yıkılmaya başlanması, bu haberin sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılması sonucu, bazı aktivistlerin oturma eylemi yapmaya başlaması ve polisin eyleme orantısız müdahelesiyle karşılaştı. Geniş bir protestoya dönüşen Taksim Gezi Parkı eylemleri  iç ve dış tehditler için  bulunmaz fırsat oldu. İvedilikle  Türkiye’yi karıştırma projesini ortaya koydular.  Hazırlanan büyük tezgaha başbakanında  gafil avlanması,  bir anda olayları  planlayanların istediği noktaya ulaştırdı. Taksim civarında protesto ve oturma eylemi  Başbakan ve Akp yöneticilerinin de tahrikleri ile zamanla hükümet karşıtı gösterilere dönüşmüş ve başta Ankara, İzmir gibi büyük şehirler olmak üzere Türkiye'nin diğer illerine de  yayılmış oldu. 

Cumhurbaşkanı’nın, Bülent Arınç’ın  ve birkaç siyasinin olayları yatıştırmaya yönelik konuşmaları, eylemcileri yumuşatması ve mesajın alındığını bildirmeleri eylemleri  yumuşatsa da durması için yeterli olmadı. Türkiye’yi gerçek severler  olayın iç yüzünü ve gideceği boyutları görmeye başlayınca  eylemlere destek vermekten vaz geçti. Gezi parkını terk ettiler. Gezi parkı marjinal gruplara kaldı.

Son zamanlarda başarısızlık ve beceriksizlikleri ile sık sık gündeme gelen Mit ise Gezi parkı olaylarında da  kötü sınav verdi. Birilerinin siyasi çıkarları için memlekette nerdeyse kulak misafiri olmadığı insan kalmazken, sanırım terör örgütü üyelerine, bir de marjinal gruplara kulaklarını tıkayarak, eylem planlayanları  zamanında fark edemeyerek olayların büyümesine sebep oldu.

Başbakanın  Gezi parkını boşaltın yoksa müdahale edilecektir. Uyarısından sonra, geçtiğimiz gece polis müdahalede bulunarak Taksim meydanını boşalttı. Dağılan marjinal gruplar hala mahalle aralarında eyleme devam etmeye  çalışıyorlar.

Bu eylemlerin bir an önce; ya eylemciler ya da  güvenlik görevlileri tarafından  durdurulması gerekli. Aksi taktirde ülkemizin maddi kaybı  dışarıdaki imajı ve  insanlarımızın  psikolojisi  bozularak yok olmaya devam ediyor.