organizasyondan büyük gelirler elde ederdi.

Türklük ruhunun en güzel göstergesi olan kurultayın neden kaldırıldığını anlamak zor. Benim derdim kurultay değil, orada toplanan onca kişiler şimdi neredeler? Yıllarca bu millet ve devlet için sevdalı yüreklerini açıkça beyan eden bu topluluk nereye kayboldu? Her gün ekranlarda farklı kimliklerin milliyetçiliği yapılırken, Türk milliyetçiliği adına sessiz kalınması düşündürücü değil mi?

Dağdan inen dört tane çapulcu için meydan dolduranlara, sadece şehit cenazelerinde mi boy göstermek gerekli? Milletin meclisinde teröristlerin sözcülüğünü yapan ve tehdit edercesine konuşmaktan çekinmeyenlerin seslerini duymak rahatsız etmiyor mu? Dış politik manevralara esir olmak, bunları seyredip hiçbir şey yokmuş gibi durmak acı vermiyor mu? Ülke içinde değişik dinlere mensup grupların ve derneklerin yapmış oldukları misyonerlik çalışmaları ayyuka çıkmasından endişe duymuyor musunuz?

Şimdi bu yazıları okuyunca diyeceksiniz ki derdin kargaşa mı yaratmak? Estağfurullah, ne haddimize biz kimiz ki toplumumuza yön verelim. Ama bilinmesi gereken şu ki, bende bu devletin ve milletin bir çocuğuyum. Benim kimliğimde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazıyor. Benim atalarım bu toprakları kanı ile sulamış. Yan gözle bakanı bertaraf etmiş. Halkına eziyet edeni, huzuru bozanı her zaman adalet önünde yargılamış gerekli ceza ne ise onu vermiştir.

Bayrağımın dalgalandığı bu ülkede, şehitlerimi yerlerinde rahat uyutamayacaksam, dış güçlerin ülkem üzerine hazırladığı senaryoları uygulamaya koyarken, bu senaryodaki terör aktörlerini sanki bir film izler gibi izleyeceksem, yarın mahşer günü ben atamın, şehidimin yüzüne bakıp nasıl şefaat isteyeceğim? Bu devletin bir de milleti var. Türk’ü, Çerkez’i, Laz’ı, Kürdü, Tatarı, Avşar’ı vb. Hani bu vatan hepimizindi?

Diyeceksiniz ki, ne oldu vatan elden mi gitti? Haşa, vatan gitmedi de değerler bitti, örf gitti, etnik yapı değişti. Herkes entelektüel oldu. Hangi soruyu sorarsanız sorun cevap alabilirsiniz artık insanlardan. Düşünün ki, çoğunlukla İslamiyet’e inancı olan bir milletin insanları, maya takvimindeki kıyamet gününü günlerce konuşup tartışabildik. Mahallelerimizde büyüklerimizin yakınına sigara ile yaklaşamazken, şimdi uyuşturucu maddeler ve alkol şişeleri ile gezer olduk. Gençken sanat öğrenmek, kendimizi yetiştirmek adına, esnafların yanında çırak olurken, şimdi özel derslerle dans figürleri ve yoga dersleri alır olduk.

Bunları konuşmak ve yazmak ise gericilik oldu. Oldu olmasına da gençlik te yok olup gidiyor. Gençlerin nerelerde, ne şekilde arkadaş ve dost edindikleri bilmeden hayatın zor şartlarına göğüs germeye devam ediyoruz. Aklımızı meşgul etmesi için dış kaynaklı odakların bizlere sunduğu olanakları sonuna kadar uygulamaktan geri kalmıyoruz. Onlar istiyor biz yapıyoruz. Bu gençlik heba olup gitmekte, bir an önce uykuda olan kesimin ve izleyici olmak yerine uygulayıcı tarafına geçmesi gerekiyor. İşte Bu yüzden soruyorum kendime ve size, neredesiniz?